-
گفت ای سنقر چرا نایی برون ** گفت مینگذاردم این ذو فنون
- “Sungur, neye dışarı çıkmıyorsun?” diye seslendi. Sungur, içerden “Efendim, koyuvermiyorlar.
-
صبر کن نک آمدم ای روشنی ** نیستم غافل که در گوش منی
- Birazcık daha sabret, şimdi geliyorum. Beni beklemekte olduğunu biliyorum, unutmadım” dedi.
-
هفت نوبت صبر کرد و بانگ کرد ** تاکه عاجز گشت از تیباش مرد 3065
- Bey, tam yedi kere seslendi, bekledi, bekledi, seslendi. Nihayet Sungur’un bu cilvesinden usandı, âciz kaldı, sabrı tükendi.
-
پاسخش این بود مینگذاردم ** تا برون آیم هنوز ای محترم
- Sungur, beyin her seslenişinde “Efendim, dışarı çıkacağım ama daha koyuvermiyorlar” diyordu.
-
گفت آخر مسجد اندر کس نماند ** کیت وا میدارد آنجا کت نشاند
- Bey “Yahu, mescitte kimse kalmadı koyvermeyen kim, seni orada kim tutuyor?” diye bağırdı.
-
گفت آنک بستهاستت از برون ** بسته است او هم مرا در اندرون
- Sungur dedi ki: “Seni dışardan içeriye sokmayan yok mu? İşte beni de içerden dışarıya çıkarmayan o.
-
آنک نگذارد ترا کایی درون ** میبنگذارد مرا کایم برون
- Sana içeri girmeye izin vermeyen, benim de dışarı çıkmama mâni olmakta.
-
آنک نگذارد کزین سو پا نهی ** او بدین سو بست پای این رهی 3070
- Senin bu tarafa adım atmana müsaade etmeyen benim de dışarıya adım atmama mâni oluyor!”
-
ماهیان را بحر نگذارد برون ** خاکیان را بحر نگذارد درون
- Balıkları karaya çıkarmayan deniz, karadakileri de denize sokmamakta.
-
اصل ماهی آب و حیوان از گلست ** حیله و تدبیر اینجا باطلست
- Balığın aslı sudan, öbür hayvanların aslı topraktan.