-
آن در اول که خوردی استخوان ** سخت گیر و حق گزار آن را ممان
- Kemik yediğin ilk kapıya sıkı bağlan, hak gözetmeyi terk etme derler.
-
میگزندش تا ز ادب آنجا رود ** وز مقام اولین مفلح شود
- Edeplensin de oraya gitsin, kurtuluşu o ilk kapıda bulsun diye onu ısırırlar.
-
میگزندش کای سگ طاغی برو ** با ولی نعمتت یاغی مشو
- Isırırken şöyle derler "A azgın köpek, velinimetine isyan etme.
-
بر همان در همچو حلقه بسته باش ** پاسبان و چابک و برجسته باش
- Halka gibi o kapıya bağlan. O kapıda bekçilik et, o kapıda çevik davran, o kapıda sıçra.
-
صورت نقض وفای ما مباش ** بیوفایی را مکن بیهوده فاش 320
- Vefasızlığını apaçık gösterme, beyhude yere vefasızlığı fâş etme.
-
مر سگان را چون وفا آمد شعار ** رو سگان را ننگ و بدنامی میار
- Köpeklerin âdeti vefakârlıktır. Yürü be, bari köpeklerin adını kötüye çıkarma."
-
بیوفایی چون سگان را عار بود ** بیوفایی چون روا داری نمود
- Ulu Allah bile vefakârlıkla öğündü de “ Bizden gayrı ahdine kim vefa eder ki?” dedi.
-
حق تعالی فخر آورد از وفا ** گفت من اوفی بعهد غیرنا
- Hakları reddettikten, saymadıktan sonra isteğin kadar vefakâr ol. Bil ki bu vefa, vefasızlığın ta kendisidir.
-
بیوفایی دان وفا با رد حق ** بر حقوق حق ندارد کس سبق
- Çünkü hiç kimse Allah hakkından daha ziyade hak sahibi değildir ki.
-
حق مادر بعد از آن شد کان کریم ** کرد او را از جنین تو غریم 325
- Ana hakkı bile Allah hakkından sonra gelir. Çünkü Allah, anayı senin ana karnındaki şekline borçlu etmiştir.