-
یوسفی شد در جمال و در دلال ** گفتش اکنون رو بده وا گوی حال
- Güzellikte, işvede bir Yusuf kesildi. Peygamber ona “Hadi şimdi git de hali anlat “ dedi.
-
او همیشد بی سر و بی پای مست ** پای مینشناخت در رفتن ز دست 3175
- Köle elsiz, ayaksız sarhoş bir halde geldi, elden çıktı, ayağını tanımaz oldu!
-
پس بیامد با دو مشک پر روان ** سوی خواجه از نواحی کاروان
- Kervan halkından ayrıldı, suyla dolu iki kırbasını aldı, yola düştü.
-
دیدن خواجه غلام خود را سپید و ناشناختن کی اوست و گفتن کی غلام مرا تو کشتهای خونت گرفت و خدا ترا به دست من انداخت
- Efendinin, kölesini bembeyaz görüp tanımaması, “Benim kölemi öldürdün, seni kan tuttu, Allah seni benim elime düşürdü” demesi
-
خواجه از دورش بدید و خیره ماند ** از تحیر اهل آن ده را بخواند
- Efendi, köleyi uzaktan görüp şaşırdı. Şaşkınlıkla o köy halkını çağırdı.
-
راویهی ما اشتر ما هست این ** پس کجا شد بندهی زنگیجبین
- “Bu kırba bizim kırbamız, deve de bizim devemiz. Fakat Zenci köle ne oldu ki?
-
این یکی بدریست میآید ز دور ** میزند بر نور روز از روش نور
- Bu uzaktan gelen, ay’ın on dördü gibi bir delikanlı… Yüzünün nuru, balkıyıp durmakta… Gündüzü bile nursuz bırakmakta.
-
کو غلام ما مگر سرگشته شد ** یا بدو گرگی رسید و کشته شد 3180
- Kölemiz nerede? Acaba birisi mi öldürdü, yoksa kurt mu paraladı da öldü?” demeye başladı.
-
چون بیامد پیش گفتش کیستی ** از یمن زادی و یا ترکیستی
- Köle yanına gelince “Sen kimsin?” Yemenli misin, Türk müsün?
-
گو غلامم را چه کردی راست گو ** گر بکشتی وا نما حیلت مجو
- Söyle, doğru söyle… Kölemi ne yaptın? Öldürdüysen gizleme, hileye sapma!” dedi.
-
گفت اگر کشتم بتو چون آمدم ** چون به پای خود درین خون آمدم
- Köle dedi ki: “Öldürmüş olsam yanına nasıl gelirim,