-
خواجه از دورش بدید و خیره ماند ** از تحیر اهل آن ده را بخواند
- Efendi, köleyi uzaktan görüp şaşırdı. Şaşkınlıkla o köy halkını çağırdı.
-
راویهی ما اشتر ما هست این ** پس کجا شد بندهی زنگیجبین
- “Bu kırba bizim kırbamız, deve de bizim devemiz. Fakat Zenci köle ne oldu ki?
-
این یکی بدریست میآید ز دور ** میزند بر نور روز از روش نور
- Bu uzaktan gelen, ay’ın on dördü gibi bir delikanlı… Yüzünün nuru, balkıyıp durmakta… Gündüzü bile nursuz bırakmakta.
-
کو غلام ما مگر سرگشته شد ** یا بدو گرگی رسید و کشته شد 3180
- Kölemiz nerede? Acaba birisi mi öldürdü, yoksa kurt mu paraladı da öldü?” demeye başladı.
-
چون بیامد پیش گفتش کیستی ** از یمن زادی و یا ترکیستی
- Köle yanına gelince “Sen kimsin?” Yemenli misin, Türk müsün?
-
گو غلامم را چه کردی راست گو ** گر بکشتی وا نما حیلت مجو
- Söyle, doğru söyle… Kölemi ne yaptın? Öldürdüysen gizleme, hileye sapma!” dedi.
-
گفت اگر کشتم بتو چون آمدم ** چون به پای خود درین خون آمدم
- Köle dedi ki: “Öldürmüş olsam yanına nasıl gelirim,
-
کو غلام من بگفت اینک منم ** کرد دست فضل یزدان روشنم
- Kendi ayağımla kanımı döktürmeye gelir miyim hiç?
-
هی چه میگویی غلام من کجاست ** هین نخواهی رست از من جز براست 3185
- Bey, “Hey ne söylüyorsun, kölem nerede benim? Doğruyu söylemekten başka çare yok, kurtulamazsın elimden “ dedi.
-
گفت اسرار ترا با آن غلام ** جمله وا گویم یکایک من تمام
- Köle dedi ki: “Köleyle arandaki sırları birer birer tamamıyla söyleyeyim…