-
تو نکردی فصد و از بینی دوید ** خون افزون تا ز تب جانت رهید
- Sen istemezsin, sebep olamazsın ama burnun kanar, bir hayli de kan akar… Derken ateşin geçer, kurtulursun.
-
مغز هر میوه بهست از پوستش ** پوست دان تن را و مغز آن دوستش
- Her meyvanın içi, kabuğundan iyidir. Teni de kabuk, sevgiliyi iç bil!
-
مغز نغزی دارد آخر آدمی ** یکدمی آن را طلب گر زان دمی
- İnsan, pek lâtif bir içe maliktir. İnsansan bir an olsun onu ara!
-
در آمدن حمزه رضی الله عنه در جنگ بی زره
- Allah razı olsun, Hamza’nın savaşa zırhsız girmesi
-
اندر آخر حمزه چون در صف شدی ** بی زره سرمست در غزو آمدی
- Son zamanlarındaysa savaş saflarına zırhsız olarak katılır, sarhoşça savaşa atılırdı.
-
سینه باز و تن برهنه پیش پیش ** در فکندی در صف شمشیر خویش 3420
- Göğsü açık, vücudu çıplak olarak kendini kılıçlara atardı.
-
خلق پرسیدند کای عم رسول ** ای هزبر صفشکن شاه فحول
- Halk, “Ey Peygamber’in amcası, ey saflar yaran aslan, ey erlerin padişahı.
-
نه تو لا تلقوا بایدیکم الی ** تهلکه خواندی ز پیغام خدا
- Allah buyruğunda“ Nefislerinizi, kendi ellerinizle tehlikeye atmayın“ emrini okumadın mı ki?
-
پس چرا تو خویش را در تهلکه ** می در اندازی چنین در معرکه
- Peki, neden kendini böyle bir savaş esnasında tehlikeye atıyorsun?
-
چون جوان بودی و زفت و سختزه ** تو نمیرفتی سوی صف بی زره
- Gençken, iri yapılı ve kuvvetliyken saflara zırhsız katılmazdın.
-
چون شدی پیر و ضعیف و منحنی ** پردههای لا ابالی میزنی 3425
- Şimdi ihtiyarladın, zayıfladın, belin büküldü… öyle olduğu halde hiçbir şeye aldırış etmez oldun.