- 
		    آن تکلف باشد و روپوش هین ** نار را نکشد به غیر نور دین
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Bu hal, bir tekellüftür. Aklını başına al, ateşi din nurundan başka bir şey söndürmez.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    تا نبینی نور دین آمن مباش ** کاتش پنهان شود یک روز فاش
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Din nurunu görmedikçe emin olma… Çünkü gizli ateş, bir gün olur ortaya çıkar.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
		   - 
		   نور آبی دان و هم در آب چفس ** چونک داری آب از آتش مترس   3485
 
		 
	         
	         
	         
		 
	       
	       
	       
		  - Nuru bir su bil, suya yapış… Suyu elde ettin mi ateşten korkma!
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    آب آتش را کشد کتش بخو ** میبسوزد نسل و فرزندان او
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Ateşi su söndürür. Çünkü ateş, huyu muktezası suyun soyunu, sopunu, oğullarını, (yani ağaçları, otları) yakar, yandırır!
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    سوی آن مرغابیان رو روز چند ** تا ترا در آب حیوانی کشند
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Birkaç günceğiz o su kuşlarının yanına git de seni Abıhayata ulaştırsınlar.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    مرغ خاکی مرغ آبی همتنند ** لیک ضدانند آب و روغنند
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Karakuşuyla su kuşu, suret bakımından birdir ama suyla yağ gibi hakikatte birbirine zıttır,
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    هر یکی مر اصل خود را بندهاند ** احتیاطی کن بهم مانندهاند
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Bunlar, birbirlerine benzerler ama her biri, kendi aslına kuldur, köledir. Dikkat ve ihtiyatla hareket et.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
		   - 
		   همچنانک وسوسه و وحی الست ** هر دو معقولند لیکن فرق هست   3490
 
		 
	         
	         
	         
		 
	       
	       
	       
		  - Nitekim vesveseyle Elest deminin vahyi… Her ikisi de duyguyla değil, akılla anlaşılır; fakat aralarında fark var.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    هر دو دلالان بازار ضمیر ** رختها را میستایند ای امیر
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Her ikisi de gönül pazarının tellâlıdır, her ikisi de matahlarını över, durur.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    گر تو صراف دلی فکرت شناس ** فرق کن سر دو فکر چون نخاس
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Gönül sarrafıysan fikrini anla, gönlüne geleni bil de esir tellâlı gibi bu iki fikri birbirinden ayırt et.