-
دست چون دف و شکم همچون دهل ** طبل عشق آب میکوبم چو گل 3890
- Elim defe benzese; karnım davul gibi şişse yine gül gibi neşeyle onun sevda davulunu döver dururum.
-
گر بریزد خونم آن روح الامین ** جرعه جرعه خون خورم همچون زمین
- O, Ruhulemin, kanımı dökse yer gibi yudum, yudum kan içerim.
-
چون زمین وچون جنین خونخوارهام ** تا که عاشق گشتهام این کارهام
- Ben yer gibi, karnındaki çocuk gibi kanlar içiyorum… Âşık oldum olalı işim gücüm bu!
-
شب همیجوشم در آتش همچو دیگ ** روز تا شب خون خورم مانند ریگ
- Geceleri tencere gibi ateş üstünde kaynamakta… Gündüzleri kum gibi akşamlara kadar kan içmekteyim.
-
من پشیمانم که مکر انگیختم ** از مراد خشم او بگریختم
- Hileye saptım, o bana kızmıştı, yapmak istediğim şeye mâni oldum, hışmından kaçtım diye nadimim.
-
گو بران بر جان مستم خشم خویش ** عید قربان اوست و عاشق گاومیش 3895
- Söyleyin… Kızgınlıkla bana ne yapmak istiyorsa yapsın. O kurban bayramıdır, âşık da kurbanlık!
-
گاو اگر خسپد وگر چیزی خورد ** بهر عید و ذبح او میپرورد
- Öküz uyur, istirahat eder, bir şey yerse kurban bayramı için besleniyor demektir.
-
گاو موسی دان مرا جان دادهای ** جزو جزوم حشر هر آزادهای
- Beni Musa’nın kurban edilerek ölüyü dirilten öküzü bil. Cüz’lerimin cüz’ü bile hür kişinin hasredilmesine sebeptir.
-
گاو موسی بود قربان گشتهای ** کمترین جزوش حیات کشتهای
- Musa’nın öküzü de kurban olmuştu. En küçük cüz’ ü bile bir öldürülmüşe hayat verdi.
-
برجهید آن کشته ز آسیبش ز جا ** در خطاب اضربوه بعضها
- Öküzün bazı yerleriyle ölüye vurun hitabı geldi; vurdular. O öldürülmüş adam dirildi, fırlayıp kalktı.