-
تا یکی مهمان در آمد وقت شب ** کو شنیده بود آن صیت عجب
- Nihayet bir gece vakti mescide bir konuk geldi… Mescidin o aşılacak şöhretini o da duymuştu.
-
از برای آزمون میآزمود ** زانک بس مردانه و جان سیر بود
- Bir tecrübe etmek istiyordu. Çünkü hem pek yiğitti, hem de canından bezmişti, hayatına doymuştu.
-
گفت کم گیرم سر و اشکمبهای ** رفته گیر از گنج جان یک حبهای
- Dedi ki: “Bu başa, bu gövdeye pek o kadar aldırış etmem… tut ki can hazinesi için bir habbe gitmiş.. Ne çıkar?
-
صورت تن گو برو من کیستم ** نقش کم ناید چو من باقیستم
- Ten sureti gidiversin, ben o suretten ibaret değilim ya. Ben baki oldukça suret eksik olmaz elbet.
-
چون نفخت بودم از لطف خدا ** نفخ حق باشم ز نای تن جدا 3935
- Allah lütfuyla “Ben insana ruhumdan ruh üfürdüm” sırrına mazharım… Kamış gibi olan tenden ayrılırsam yalnız Allah nefesi olarak kalırım.
-
تا نیفتد بانگ نفخش این طرف ** تا رهد آن گوهر از تنگین صدف
- Allah’ın nefesi, bu tene gelmesin de inci de bu dar sedeften kurtulsun artık.
-
چون تمنوا موت گفت ای صادقین ** صادقم جان را برافشانم برین
- Allah “Ey doğru kişiler, ölümü dinleyin” dedi. Ben de doğrucuyum, bu söze canımı veririm!”
-
ملامت کردن اهل مسجد مهمان عاشق را از شب خفتن در آنجا و تهدید کردن مرورا
- Mescid halkının o âşık konuğu, geceleyin mescide konaklama niyetinden dolayı kınamaları, burada kalma diye tehdit etmeleri
-
قوم گفتندش که هین اینجا مخسپ ** تا نکوبد جانستانت همچو کسپ
- Halk, “Sakın burada geceleme. Yoksa can alıcı, seni posa gibi eziverir!
-
که غریبی و نمیدانی ز حال ** کاندرین جا هر که خفت آمد زوال
- Sen garipsin, bunu bilmezsin… Burada kim yattı, uyuduysa mahvoldu.
-
اتفاقی نیست این ما بارها ** دیدهایم و جمله اصحاب نهی 3940
- Bu bir tesadüf değil. Bunu biz de nice defalar gördük, akıllı bilgiler kişiler de.