-
از یکی ما تابه صد این دیدهایم ** نه به تقلید از کسی بشنیدهایم
- Bir kişiden yüz kişiye kadar nice ölenleri gördük. Birisinden duyup da rivayet etmiyoruz.
-
گفت الدین نصیحه آن رسول ** آن نصیحت در لغت ضد غلول
- Peygamber “Din nasihattir” dedi. Nasihat, lûgatte hıyanetin zıddıdır.
-
این نصیحت راستی در دوستی ** در غلولی خاین و سگپوستی
- Bu nasihatte dostlukta doğruluktan ibarettir. Doğru söylemez, aldatırsan, hainsin, köpek postuna bürünmüşsün, köpeksin!
-
بی خیانت این نصیحت از وداد ** مینماییمت مگرد از عقل و داد 3945
- Sana bu nasihati muhabbetimizden veriyoruz. Sakın akıldan, insaftan ayrılma! dedi.
-
جواب گفتن عاشق عاذلان را
- Âşığın, kendisini menedenlere cevabı
-
گفت او ای ناصحان من بی ندم ** از جهان زندگی سیر آمدم
- Âşık dedi ki: “Ey öğüt verenler, ben yaptığım dan nâdim değilim. Hayata doydum.
-
منبلیام زخم جو و زخمخواه ** عافیت کم جوی از منبل براه
- Ben yaralanmayı isteyen, arayan bir tembelim. Tembelden yola gitmeyi umma!
-
منبلی نی کو بود خود برگجو ** منبلیام لاابالی مرگجو
- Ama yiyecek, içecek tembeli değilim ben… Hiçbir şeye aldırış etmeyen, ölümünü arayan bir tembelim!
-
منبلی نی کو به کف پول آورد ** منبلی چستی کزین پل بگذرد
- Âleme el avuç açan, kendisine para pul toplayan tembel değilim, bu köprüden çevikçe geçen bir tembelim.
-
آن نه کو بر هر دکانی بر زند ** بل جهد از کون و کانی بر زند 3950
- Her dükkâna başvuran, halini söyleyen tembel değilim. Varlıktan sıçrayıp kurtulan ve bir madene ulaşan tembelim.
-
مرگ شیرین گشت و نقلم زین سرا ** چون قفص هشتن پریدن مرغ را
- Kuşa, kafesi bırakıp uçmak nasıl hoş, tatlı gelirse bana da ölmek ve bu yurttan göçmek öyle hoş, öyle tatlı geliyor.