English    Türkçe    فارسی   

3
3950-3959

  • آن نه کو بر هر دکانی بر زند ** بل جهد از کون و کانی بر زند 3950
  • Her dükkâna başvuran, halini söyleyen tembel değilim. Varlıktan sıçrayıp kurtulan ve bir madene ulaşan tembelim.
  • مرگ شیرین گشت و نقلم زین سرا ** چون قفص هشتن پریدن مرغ را
  • Kuşa, kafesi bırakıp uçmak nasıl hoş, tatlı gelirse bana da ölmek ve bu yurttan göçmek öyle hoş, öyle tatlı geliyor.
  • آن قفص که هست عین باغ در ** مرغ می‌بیند گلستان و شجر
  • Bahçeye konan kafesteki kuş, gülleri, ağaçları görür.
  • جوق مرغان از برون گرد قفص ** خوش همی‌خوانند ز آزادی قصص
  • Dışarıda, kafesin çevresinde ötüşen kuşlar, hürriyete ait güzel, güzel hikâyeler söylerler.
  • مرغ را اندر قفص زان سبزه‌زار ** نه خورش ماندست و نه صبر و قرار
  • Kafesteki kuş, onları duyar, o yeşilliği görürde ne iştahı kalır, ne sabrı, ne kararı!
  • سر ز هر سوراخ بیرون می‌کند ** تا بود کین بند از پا برکند 3955
  • Başını kafesin her deliğinden çıkarır durur. Ayağındaki bağdan kurtulmak ister.
  • چون دل و جانش چنین بیرون بود ** آن قفص را در گشایی چون بود
  • O kuşun gönlü de dışarıdadır, canı da… Böyleyken kafesi açıversen ne yapar?
  • نه چنان مرغ قفص در اندهان ** گرد بر گردش به حلقه گربگان
  • O kuş, kafese kapanmış kafesin etrafında da kediler birkaç halka olmuş kuşa benzemez ki.
  • کی بود او را درین خوف و حزن ** آرزوی از قفص بیرون شدن
  • Bu çeşit kuş korkuya, vehme düşer, hiç kafesten çıkmayı ister mi o?
  • او همی‌خواهد کزین ناخوش حصص ** صد قفص باشد بگرد این قفص
  • Hatta o kötülükler yüzünden kafesin etrafında daha yüz tane kafes olmasını ister.
  • عشق جالینوس برین حیات دنیا بود کی هنر او همینجا بکار می‌آید هنری نورزیده است کی در آن بازار بکار آید آنجا خود را به عوام یکسان می‌بیند
  • Calinus bu dünya yaşayışına âşıktı, çünkü hüneri, ancak burada geçerdi, o pazarda bir işe yaramazdı. O yüzden kendisini o âlemde halkla bir görürdü