English    Türkçe    فارسی   

3
3978-3987

  • زان سبب جانش وطن دید و قرار ** اندرین سوراخ دنیا موش‌وار
  • O yüzden canı, fare gibi bu dünya deliğini vatan tutmuş, yurt edinmiştir.
  • هم درین سوراخ بنایی گرفت ** درخور سوراخ دانایی گرفت
  • Bu delikte yapılar yapmaya girişmiş, bu deliğe lâyık bilgilere sahip olmuştur.
  • پیشه‌هایی که مرورا در مزید ** کاندرین سوراخ کار آید گزید 3980
  • Ona bu delikte yarayacak onu burada yüceltecek sanatları seçti de diğerlerini bıraktı.
  • زانک دل بر کند از بیرون شدن ** بسته شد راه رهیدن از بدن
  • Çünkü dışarı çıkmadan ümidini kesti, bedenden kurtulma yolu kapandı.
  • عنکبوت ار طبع عنقا داشتی ** از لعابی خیمه کی افراشتی
  • Örümcekte Anka tabiatı olsaydı tükürüğüyle çadır kurar mıydı hiç?
  • گربه کرده چنگ خود اندر قفص ** نام چنگش درد و سرسام و مغص
  • Kedi pençesini kafese de atar. Pençesinin adı derttir, elemdir, ıstıraptır.
  • گربه مرگست و مرض چنگال او ** می‌زند بر مرغ و پر و بال او
  • Kedi ölümdür, pençesi de hastalık, kuşu da, kuşun kanadını da pençeler.
  • گوشه گوشه می‌جهد سوی دوا ** مرگ چون قاضیست و رنجوری گوا 3985
  • Kuş, bucak bucak ilâç bulmaya koşar. Ölüm kadıya benzer, hastalık şahide.
  • چون پیاده‌ی قاضی آمد این گواه ** که همی‌خواند ترا تا حکم گاه
  • Bu şahit, kadıdan gelen adam gibidir. “Gel kadı, seni mahkemeye istiyor” der.
  • مهلتی می‌خواهی از وی در گریز ** گر پذیرد شد و گرنه گفت خیز
  • Ondan kaçıp kurtulmak için bir mühlet istersin. Verirse ne âlâ… Vermezse “Olmaz, hadi kalk” diye emreder.