تو ز رعنایان مجو هین کارزار ** تو ز طاوسان مجو صید و شکار
Kendine gel ve züppelerden savaş umma. Tavus kuşlarından av avlama hünerini bekleme!
طبع طاوسست و وسواست کند ** دم زند تا از مقامت بر کند4035
Tabiat tavus kuşuna benzer, sana vesveseler verir, saçma sapan söylenir durur; nihayet seni yerinden yurdundan eder.
گفتن شیطان قریش را کی به جنگ احمد آیید کی من یاریها کنم وقبیلهی خود را بیاری خوانم و وقت ملاقات صفین گریختن
Şeytan’ın, Kureyş kabilesine “Ahmed’le savaşa girişin, ben de yardım eder, size yardım etmek üzere kabilemi getiririm” demesi, iki saf karşılaşınca da onları bırakıp kaçması
همچو شیطان در سپه شد صد یکم ** خواند افسون که اننی جار لکم
Şeytan gibi… o da asker içine girdi, yüzün biri oldu, “ Ben size yardımcıyım” dedi, onlara afsun okudu, onları aldattı.
چون قریش از گفت او حاضر شدند ** هر دو لشکر در ملاقان آمدند
Fakat Kureyş, onun sözüne uyup hazırlanarak iki ordu karşılaşınca,
دید شیطان از ملایک اسپهی ** سوی صف مومنان اندر رهی
Müminlerin saflarında melek askerlerini gördü…
آن جنودا لم تروها صف زده ** گشت جان او ز بیم آتشکده
Sizin görmediğiniz o gayp askerlerinin saf kurduklarını görünce canı, korkudan bir ateşgede kesildi.
پای خود وا پس کشیده میگرفت ** که همیبینم سپاهی من شگفت4040
Ayağını gerisin geriye çekmeye başladı. “Ben pek kalabalık bir ordu görüyorum.
ای اخاف الله ما لی منه عون ** اذهبوا انی اری ما لاترون
Allah’tan korkarım ben, o bana yardım etmez. Çekilin gidin… Ben, sizin görmediğinizi görüyorum” dedi.
گفت حارث ای سراقه شکل هین ** دی چرا تو مینگفتی اینچنین
Hâris dedi ki: “Ey Suraka, neden dün böyle söylemiyordun?”
گفت این دم من همیبینم حرب ** گفت میبینی جعاشیش عرب
Suraka şekline girmiş olan Şeytan “Şimdi savaşın başlamak üzere olduğunu görüyorum” dedi. Hâris, “Sen, ancak Arapların hor hakir bir topluluğunu görmektesin.