English    Türkçe    فارسی   

3
4062-4071

  • تا چو فرصت یافت سر آرد برون ** زین چنین مکری شود مارش زبون
  • Fırsatını bulunca başını çıkarır… Bu hileyle yılanı bile zebun eder.
  • گرنه نفس از اندرون راهت زدی ** ره‌زنان را بر تو دستی کی بدی
  • Nefis senin iç âleminde yolunu kesmeseydi bu yol kesiciler, sana el atabilirler miydi?
  • زان عوان مقتضی که شهوتست ** دل اسیر حرص و آز و آفتست
  • Seni kötü şeylere sevk eden şehvetten, o gizli memur yüzünden gönül, hırsa tamaha, afete esir olmuştur.
  • زان عوان سر شدی دزد و تباه ** تا عوانان را به قهر تست راه 4065
  • O gizli memur yüzünden hırsız oldun, kendini berbat ettin de nihayet bu görünen memurlar, seni kahretmek için yol buldular.
  • در خبر بشنو تو این پند نکو ** بیم جنبیکم لکم اعدی عدو
  • Hadisteki şu güzel öğüdü duy; Düşmanlarınızın en kuvvetlisi, içinizdedir!
  • طمطراق این عدو مشنو گریز ** کو چو ابلیسست در لج و ستیز
  • Bu düşmanın palavrasını dinleme kaç ondan… Çünkü o da inatta İblis’e benzer.
  • بر تو او از بهر دنیا و نبرد ** آن عذاب سرمدی را سهل کرد
  • Dünya sevgisi, dünya geçimine savaşma yüzünden sana o ebedî azabı ehemmiyetsiz gösterir.
  • چه عجب گر مرگ را آسان کند ** او ز سحر خویش صد چندان کند
  • Ölümü bile ehemmiyetsiz bir hale getirirse bunda şaşılacak ne var ki? O, sihriyle bunun gibi yüzlerce iş yapar!
  • سحر کاهی را به صنعت که کند ** باز کوهی را چو کاهی می‌تند 4070
  • Sihir, bazen sanatla samanı dağ gösterir, bazen dağı saman!
  • زشتها را نغز گرداند به فن ** نغزها را زشت گرداند به ظن
  • Gözbağcılıkla çirkinleri güzelleştirir, güzelleri, çirkin bir şekle sokar.