-
عاشق آنم که هر آن آن اوست ** عقل و جان جاندار یک مرجان اوست
- Öyle bir sevgiliye âşığım ki her alım, onun alımıdır. Akıl da onun bir kuluna kuludur, can da!
-
من نلافم ور بلافم همچو آب ** نیست در آتشکشیام اضطراب
- Ben kuru lâf etmem; bir söz söylesem bile su gibi söylerim de ateşi söndürmede hiçbir ıstırabım olmaz.
-
چون بدزدم چون حفیظ مخزن اوست ** چون نباشم سخترو پشت من اوست
- Ben nasıl bir şey çalabilirim? Hazinedar o… Nasıl kuvvetlenmem, arkam o…
-
هر که از خورشید باشد پشت گرم ** سخت رو باشد نه بیم او را نه شرم
- Kimin arkası güneşten kızar, ısınırsa yüzü pek olur, kuvvetlenir… Artık ona ne korku vardır, ne utanma!
-
همچو روی آفتاب بیحذر ** گشت رویش خصمسوز و پردهدر 4140
- Yüzü, hiçbir şeye aldırış etmeyen güneş gibi düşmanı yakar, perdeleri yırtar.
-
هر پیمبر سخترو بد در جهان ** یکسواره کوفت بر جیش شهان
- Her peygamberin dünyada yüzü pektir, bir tek binici olduğu halde padişahların ordularına saldırır, onları ezer, bozar!
-
رو نگردانید از ترس و غمی ** یکتنه تنها بزد بر عالمی
- Bir şeyden korkmaz, gamlanmaz; bu yüzden de hiçbir şeyden yüz çevirmez… Tek başına bütün dünyayı mağlûp eder.
-
سنگ باشد سخترو و چشمشوخ ** او نترسد از جهان پر کلوخ
- Taşın yüzü pektir, gözü tok… Dünya dolusu kerpiç olsa korkmaz.
-
کان کلوخ از خشتزن یکلخت شد ** سنگ از صنع خدایی سخت شد
- Çünkü kerpiç, kerpiççi tarafından o hale konmuştur, taşıysa Allah yapmıştır, ondan dolayı serttir, katıdır!
-
گوسفندان گر برونند از حساب ** ز انبهیشان کی بترسد آن قصاب 4145
- Koyunlar, sayıya sığmayacak kadar çok olsa kasap, onların çokluğundan korkar mı hiç?