-
سنگ باشد سخترو و چشمشوخ ** او نترسد از جهان پر کلوخ
- Taşın yüzü pektir, gözü tok… Dünya dolusu kerpiç olsa korkmaz.
-
کان کلوخ از خشتزن یکلخت شد ** سنگ از صنع خدایی سخت شد
- Çünkü kerpiç, kerpiççi tarafından o hale konmuştur, taşıysa Allah yapmıştır, ondan dolayı serttir, katıdır!
-
گوسفندان گر برونند از حساب ** ز انبهیشان کی بترسد آن قصاب 4145
- Koyunlar, sayıya sığmayacak kadar çok olsa kasap, onların çokluğundan korkar mı hiç?
-
کلکم راع نبی چون راعیست ** خلق مانند رمه او ساعیست
- Hepiniz de çobansınız… Peygamber de çobandır. Halka gelince sürüye benzer… Peygamber, onların çobanıdır, onları sürer durur.
-
از رمه چوپان نترسد در نبرد ** لیکشان حافظ بود از گرم و سرد
- Çoban koyunlarla savaşa girişmekten korkmaz… bilâkis onları soğuktan, sıcaktan korur.
-
گر زند بانگی ز قهر او بر رمه ** دان ز مهرست آن که دارد بر همه
- Kızar, kahreder de koyunlara bağırırsa bu bağırışı sevgisindendir, hepsini de sever de ondan bağırır!
-
هر زمان گوید به گوشم بخت نو ** که ترا غمگین کنم غمگین مشو
- Her an yeni bir talih kulağıma söyleyip duruyor: Seni gamlandırsam bile gamlanma!
-
من ترا غمگین و گریان زان کنم ** تا کت از چشم بدان پنهان کنم 4150
- Ben, seni kötü gözlerden gizlemek için gamlandırırım.
-
تلخ گردانم ز غمها خوی تو ** تا بگردد چشم بد از روی تو
- Kötü gözler, yüzünden ırak olsun diye kederlendirir, ahlâkını acı bir hale getiririm.
-
نه تو صیادی و جویای منی ** بنده و افکندهی رای منی
- Sen, benim avcım değil misin, beni aramıyor musun? Benim kulum, emrime tabi değil misin?