-
جزو شید و ابر و انجمها بدی ** نفس و فعل و قول و فکرتها شدی 4185
- Güneşin, bulutun, yıldızın cüzüydün… Nefis, iş, söz ve düşünceler oldun.
-
هستی حیوان شد از مرگ نبات ** راست آمد اقتلونی یا ثقات
- Nebatın ölümü, hayvanın varlığı oldu; bu suretle de “Ey güvendiğim, inandığım kişiler, beni öldürün” sözü doğru çıktı.
-
چون چنین بردیست ما را بعد مات ** راست آمد ان فی قتلی حیات
- Mademki ölümden sonra bize böyle bir hayat var, “Şüphe yok ki ölümümde hayat vardır” sözü doğru.
-
فعل و قول و صدق شد قوت ملک ** تا بدین معراج شد سوی فلک
- İş, söz ve doğruluk, meleğin gıdasıdır. Melek, bunlarla göğe ağar.
-
آنچنان کان طعمه شد قوت بشر ** از جمادی بر شد و شد جانور
- Nitekim o yemek de insana gıda olunca cemadat halinden yücelir, o canlı bir hale gelir.
-
این سخن را ترجمهی پهناوری ** گفته آید در مقام دیگری 4190
- Bunu, adamakıllı, etraflıca anlattık… Başka bir yerde gelecek.
-
کاروان دایم ز گردون میرسد ** تا تجارت میکند وا میرود
- Kervan, daima göklerden gelmekte, alışverişte bulunup yine göklere gitmekte.
-
پس برو شیرین و خوش با اختیار ** نه بتلخی و کراهت دزدوار
- Şu halde hırsız gibi acılıkla zorla değil de istekle tatlı tatlı, güzel güzel git!
-
زان حدیث تلخ میگویم ترا ** تا ز تلخیها فرو شویم ترا
- Seni acılıklardan yıkayıp arıtmak için acı söylüyorum.
-
ز آب سرد انگور افسرده رهد ** سردی و افسردگی بیرون نهد
- Donmuş, soğuk çalmış üzümü donukluğu gitsin diye soğuk suya atarlar.