-
فعل و قول و صدق شد قوت ملک ** تا بدین معراج شد سوی فلک
- İş, söz ve doğruluk, meleğin gıdasıdır. Melek, bunlarla göğe ağar.
-
آنچنان کان طعمه شد قوت بشر ** از جمادی بر شد و شد جانور
- Nitekim o yemek de insana gıda olunca cemadat halinden yücelir, o canlı bir hale gelir.
-
این سخن را ترجمهی پهناوری ** گفته آید در مقام دیگری 4190
- Bunu, adamakıllı, etraflıca anlattık… Başka bir yerde gelecek.
-
کاروان دایم ز گردون میرسد ** تا تجارت میکند وا میرود
- Kervan, daima göklerden gelmekte, alışverişte bulunup yine göklere gitmekte.
-
پس برو شیرین و خوش با اختیار ** نه بتلخی و کراهت دزدوار
- Şu halde hırsız gibi acılıkla zorla değil de istekle tatlı tatlı, güzel güzel git!
-
زان حدیث تلخ میگویم ترا ** تا ز تلخیها فرو شویم ترا
- Seni acılıklardan yıkayıp arıtmak için acı söylüyorum.
-
ز آب سرد انگور افسرده رهد ** سردی و افسردگی بیرون نهد
- Donmuş, soğuk çalmış üzümü donukluğu gitsin diye soğuk suya atarlar.
-
تو ز تلخی چونکه دل پر خون شوی ** پس ز تلخیها همه بیرون روی 4195
- Seni de acılıklarla gönlün kanlara bulanırsa içindeki bütün acılıklar gider.
-
تمثیل صابر شدن مومن چون بر شر و خیر بلا واقف شود
- Hayır ve belânın sırrını bilen mümin sabreder
-
سگ شکاری نیست او را طوق نیست ** خام و ناجوشیده جز بیذوق نیست
- Av köpeği olmayan köpeğin boynunda tasma yoktur. Ham ve kaynamamış şey, mutlaka lezzetsizdir.”
-
گفت نخود چون چنینست ای ستی ** خوش بجوشم یاریم ده راستی
- Nohut, bu sözleri duyunca “Mademki iş böyledir hanımcığım, güzel güzel kaynarım, sen de bana yardım et ama.