-
آنک گویند اولیا در که بوند ** تا ز چشم مردمان پنهان شوند 4250
- Veliler, halkın gözünden gizlenmek için dağlara giderler derler ya…
-
پیش خلق ایشان فراز صد کهاند ** گام خود بر چرخ هفتم مینهند
- Hakikatte zaten halka nazaran bunlar yüz tane dağın tepesine çıkmışlar, ayaklarını yedinci kat göğün üstüne atmışlardır.
-
پس چرا پنهان شود کهجو بود ** کو ز صد دریا و که زان سو بود
- Onla, halka nazaran yüzlerce denizden yüzlerce dağdan ötedeyken neden dağlara giderler de gizlenirler?
-
حاجتش نبود به سوی که گریخت ** کز پیش کرهی فلک صد نعل ریخت
- Velinin dağa kaçmaya ihtiyacı yoktur ki… Gök tayı bile onun ardından koşar, ayağından yüzlerce nal sökülür, düşer de yine de izine yetişemez!
-
چرخ گردید و ندید او گرد جان ** تعزیتجامه بپوشید آسمان
- Gökyüzü bile döndü dolaştı da o canın tozuna erişemedi… Bu yüzden de yaslandı, gök elbiselere büründü!
-
گر به ظاهر آن پری پنهان بود ** آدمی پنهانتر از پریان بود 4255
- Hani zahiren peri gözden gizlidir ya… İnsan, perilerden daha gizlidir.
-
نزد عاقل زان پری که مضمرست ** آدمی صد بار خود پنهانترست
- Akıllıya göre insan, gizli olan periye nazaran yüz kat daha gizli!
-
آدمی نزدیک عاقل چون خفیست ** چون بود آدم که در غیب او صفیست
- Akıllıya nazaran insan bu kadar gizli olunca gayb âlemindeki seçilmiş insan nasıl olur?
-
تشبیه صورت اولیا و صورت کلام اولیا به صورت عصای موسی و صورت افسون عیسی علیهما السلام
- Velîlerle velilerin sözleri Musa’nın aşasıyla İsa’nın afsununa benzer
-
آدمی همچون عصای موسیاست ** آدمی همچون فسون عیسیاست
- İnsan, Musa’nın asasına benzer, İsa’nın afsunu gibidir.
-
در کف حق بهر داد و بهر زین ** قلب مومن هست بین اصبعین
- Müminin kalbi, adalet sahibi olan ve yardım dilenen Allah elindedir. Allah’ın iki parmağı arasındadır.