-
آنک فرمودست او اندر خطاب ** کره و مادر همیخوردند آب
- Hakîm-i Gaznevî, buyurmuştur ki: tayla anası su içerlerken,
-
میشخولیدند هر دم آن نفر ** بهر اسپان که هلا هین آب خور
- Seyisler, atlar gelsinler, su içsinler diye ıslık çalıyorlardı.
-
آن شخولیدن به کره میرسید ** سر همی بر داشت و از خور میرمید
- Tay ıslık sesini duyunca başını kaldırdı, ürküp su içmekten vazgeçti.
-
مادرش پرسید کای کره چرا ** میرمی هر ساعتی زین استقا 4295
- Anası “Yavrucuğum, neye ürküyor su içmiyorsun?” diye sordu.
-
گفت کره میشخولند این گروه ** ز اتفاق بانگشان دارم شکوه
- Tay dedi ki: “Bunlar ıslık çalıyorlar. Hep birden ıslık çalmalarından korktum.
-
پس دلم میلرزد از جا میرود ** ز اتفاق نعره خوفم میرسد
- Yüreğim titredi, yerinden oynadı. Hep birden ıslık çalıp bağırmaları beni korkuttu.”
-
گفت مادر تا جهان بودست ازین ** کارافزایان بدند اندر زمین
- Anası “Dünya kurulalı abes işler de bulunanlar vardır… Bu dünya böyle kurulmuş, böyle gider!
-
هین تو کار خویش کن ای ارجمند ** زود کایشان ریش خود بر میکنند
- Benim akıllı yavrucuğum, sen işine bak… Onların kendi saçlarını, sakallarını yolmaları yakındır!” dedi.
-
وقت تنگ و میرود آب فراخ ** پیش از آن کز هجر گردی شاخ شاخ 4300
- Vakit var, tertemiz ve gür su da akıp gidiyor. Sudan ayrılırsın, ayrılık seni şahrem şahrem eder… Bundan önce davran da,
-
شهره کاریزیست پر آب حیات ** آب کش تا بر دمد از تو نبات
- Âbıhayat’la dolu olan ırmaktan su içmeye bak… İç de senden nebatlar bitsin!