-
حصن ما را قند و قندستان ترا ** من نخواهم هدیهات بستان ترا
- Kale bizim olsun, şekerle şeker yurdu senin. Bize senin hediyenin lüzumu yok, al, senin olsun!
-
چونک جان باشد نیاید لوت کم ** چونک لشکر هست کم ناید علم
- Can oldu mu gıda eksik gelmez elbet. Asker var mı, bayrak elbette bulunur!
-
خواجهی حازم بسی عذر آورید ** بس بهانه کرد با دیو مرید
- Tedbirli şehirli, birçok özürler getirdi, o merdut ifrite nice bahaneler serdetti.
-
گفت این دم کارها دارم مهم ** گر بیایم آن نگردد منتظم 440
- “Şimdi mühim işlerim var. Gelirsem onlar yüzüstü kalır. Düzene girmez.
-
شاه کار نازکم فرموده است ** ز انتظارم شاه شب نغنوده است
- Padişah bana mühim ve nazik bir iş buyurdu, geceleri bile uyumuyor, benim bu işi başarmamı bekliyor.
-
من نیارم ترک امر شاه کرد ** من نتانم شد بر شه رویزرد
- Padişahın emrinden dışarı çıkamam, huzurunda yüzü kara olamam.
-
هر صباح و هر مسا سرهنگ خاص ** میرسد از من همیجوید مناص
- Her sabah, her akşam hususi çavuşu gelip işin neticesini soruyor.
-
تو روا داری که آیم سوی ده ** تا در ابرو افکند سلطان گره
- Reva görür müsün, köye geleyim de padişah, bana yüzünü assın, kaşlarını çatsın?
-
بعد از آن درمان خشمش چون کنم ** زنده خود را زین مگر مدفون کنم 445
- Kızarsa kızgınlığına karşı ne çare bulurum, diriyken kendimi topraklara mı gömeyim?” dedi.
-
زین نمط او صد بهانه باز گفت ** حیلهها با حکم حق نفتاد جفت
- Daha da bu çeşit yüzlerce bahaneler etti, fakat hileleri, Allah takdirine eş olmadı.