-
لیک عشق عاشقان تن زه کند ** عشق معشوقان خوش و فربه کند
- Fakat aşk, âşıkların vücutlarını inceltir, zayıflatır… Sevgililerin vücutlarını ise güzelleştirir, semirtir.
-
چون درین دل برق مهر دوست جست ** اندر آن دل دوستی میدان که هست 4395
- Bu gönülden sevgi ve şimşeği çaktı mı bil ki o gönülde de sevgi vardır.
-
در دل تو مهر حق چون شد دوتو ** هست حق را بی گمانی مهر تو
- Gönlünde Allah sevgisi arttı mı şüphe yok ki Allah seni seviyor.
-
هیچ بانگ کف زدن ناید بدر ** از یکی دست تو بی دستی دگر
- Tek elin sesi çıkmaz. Öbür elin olmadıkça, iki elin birbirine vurulmadıkça ne ses çıkar, ne seda!
-
تشنه مینالد که ای آب گوار ** آب هم نالد که کو آن آبخوار
- Susuz, ey tatlı su diye ağlar, inler ama su da nerede o susamış, diye ağlar, inler!
-
جذب آبست این عطش در جان ما ** ما از آن او و او هم آن ما
- Bizdeki bu susuzluk suyun bizi çekmesinden ileri gelir… Biz suyunuz, su bizim.
-
حکمت حق در قضا و در قدر ** کرد ما را عاشقان همدگر 4400
- Allah hikmeti ezelde bizi birbirimize âşık etti.
-
جمله اجزای جهان زان حکم پیش ** جفت جفت و عاشقان جفت خویش
- O ezeli hükme göre kâinatın büyük zerreleri çift çifttir ve her cüz’ü de kendi çiftine âşıktır.
-
هست هر جزوی ز عالم جفتخواه ** راست همچون کهربا و برگ کاه
- Âlemde her cüz’ü de muhakkak kendi çiftini ister. Kehlibar nasıl saman çöpünü çekerse her cüz’ü de muhakkak kendi çiftini çeker.
-
آسمان گوید زمین را مرحبا ** با توم چون آهن و آهنربا
- Gökyüzü yere merhaba der, demirle mıknatıs nasılsa ben de seninle öyleyim.