English    Türkçe    فارسی   

3
4424-4433

  • تری تن را بجویند آبها ** کای تری باز آ ز غربت سوی ما
  • Sular, “Ey yaşlı gurbetten gel, bize ulaş” diye bedenin yaşlığını aramakta.
  • گرمی تن را همی‌خواند اثیر ** که ز ناری راه اصل خویش گیر 4425
  • Esir, “Sen ateştensin… Aslına ulaşma yolunu tut” diye bedenin hararetini çağırıp durmaktadır.
  • هست هفتاد و دو علت در بدن ** از کششهای عناصر بی رسن
  • Unsurların ipsiz, halatsız çekişleri yüzünden bedende yetmiş iki türlü illet vardır.
  • علت آید تا بدن را بسکلد ** تا عناصر همدگر را وا هلد
  • İllet, unsurlar, birbirlerini bıraksınlar diye bedeni koparıp dağıtmak üzere gelir.
  • چار مرغ‌اند این عناصر بسته‌پا ** مرگ و رنجوری و علت پاگشا
  • Bu unsurlar ayakları bağlı dört kuştur. Ölüm, hastalık ve illet de onların ayak bağlarını çözer.
  • پایشان از همدگر چون باز کرد ** مرغ هر عنصر یقین پرواز کرد
  • Birbirlerine bağlı olan ayakları çözüldü, açıldı mı her unsur kuşu hemencecik uçuverir.
  • جذبه‌ی این اصلها و فرعها ** هر دمی رنجی نهد در جسم ما 4430
  • Bu asıllarla feri’lerin birbirlerini çekişi yüzünden her an bedenimizde bir illet zuhur eder.
  • تا که این ترکیبها را بر درد ** مرغ هر جزوی به اصل خود پرد
  • Kuşa benzeyen her cüz’ün aslına uçması için bu ulaşmayı bozup yırtmak ister
  • حکمت حق مانع آید زین عجل ** جمعشان دارد بصحت تا اجل
  • Fakat Allah’ın hikmeti, bu aceleye mâni olur. Onları ecel gelinceye kadar sıhhat vasıtasıyla toplu tutar.
  • گوید ای اجزا اجل مشهود نیست ** پر زدن پیش از اجلتان سود نیست
  • “Ey cüz’ler, daha ecel gelip görünmedi. Ecelden önce kanat çırpmanızda bir fayda yok” der.