-
زان همیکردم صفوف جنگ چاک ** تا رهانم مر شما را از هلاک
- Sizi helak olmaktan kurtarayım diye savaş saflarını yarmaktayım.
-
زان نمیبرم گلوهای بشر ** تا مرا باشد کر و فر و حشر
- İnsanların başlarını; yüceleyim, devlete erişeyim diye kesmem.
-
زان همیبرم گلویی چند تا ** زان گلوها عالمی یابد رها 4555
- Kessem kessem bütün âlem kurtulsun diye birkaç baş keserim.
-
که شما پروانهوار از جهل خویش ** پیش آتش میکنید این حمله کیش
- Çünkü siz, bilgisizliğinizden pervane gibi ateşe atılmaktasınız.
-
من همیرانم شما را همچو مست ** از در افتادن در آتش با دو دست
- Bense sizi ateşe düşmeyesiniz diye sarhoşçasına iki elimle ateşten kovmaktayım.
-
آنک خود را فتحها پنداشتید ** تخم منحوسی خود میکاشتید
- Siz kendinizi fetihler elde ettiniz, üst geldiniz sanıyorsunuz ama asıl o vakit bahtsızlık tohumu ekiyordunuz.
-
یکدگر را جد جد میخواندید ** سوی اژدرها فرس میراندید
- Hadi gayret, hadi gayret diye birbirinizi teşvik ediyordunuz ama âdeta ejderhanın üstüne at sürüyordunuz.
-
قهر میکردید و اندر عین قهر ** خود شما مقهور قهر شیر دهر 4560
- Gûya kahır ediyordunuz, hâlbuki kahrın ta kendisine çatmıştınız… Asıl siz zaman aslanının kahrıyla kahrolmuştunuz!
-
بیان آنک طاغی در عین قاهری مقهورست و در عین منصوری ماسور
- Azgın, âlemi kahrederken kahrolmuş, üst gelmişken esir düşmüş demektir
-
دزد قهرخواجه کرد و زر کشید ** او بدان مشغول خود والی رسید
- Hırsız, ev sahibini kahreder, altın çalar… Hırsızlıkla meşgulken valinin adamları gelip çatar.
-
گر ز خواجه آن زمان بگریختی ** کی برو والی حشر انگیختی
- Eğer o anda ev sahibinden kaçsaydı vali, ona o adamları yollar mıydı hiç?