-
گر نداند عامه او را ز امتحان ** پختگان راه جویندش نشان
- Halk, onu bu sınamayla tanımasa bile ileri gelenler, onun dâvasına delil ister, yolundan nişan sorarlar.
-
چون کند دعوی خیاطی خسی ** افکند در پیش او شه اطلسی
- Aşağılık bir adam, terzilik dâvasına kalkışsa padişah, onun önüne bir atlas kumaş atar.
-
که ببر این را بغلطاق فراخ ** ز امتحان پیدا شود او را دو شاخ 685
- Bundan bir geniş kaftan yap der. Bu sınamayla yersiz dâvaya kalkışanın başında iki boynuzdur peyda olur, öküzlüğü anlaşılıverir.
-
گر نبودی امتحان هر بدی ** هر مخنث در وغا رستم بدی
- Eğer kötüleri sınama olmasaydı her puşt, savaşta Rüstem kesilirdi!
-
خود مخنث را زره پوشیده گیر ** چون ببیند زخم گردد چون اسیر
- Farz et ki puşt zırh giymiş, kaç para eder? Savaşa girişip sıkışınca esir olacak değil mi?
-
مست حق هشیار چون شد از دبور ** مست حق ناید به خود تا نفخ صور
- Allah sarhoşu, kasırgadan ayrılır mı hiç? O, sur üfürülünceye kadar kendine gelmez.
-
بادهی حق راست باشد بی دروغ ** دوغ خوردی دوغ خوردی دوغ دوغ
- Allah şarabı doğrudur, doğru… Yalanı yok. Sense şarap değil, ayran içmişsin, ayran içmişsin, ayran içmişsin!
-
ساختی خود را جنید و بایزید ** رو که نشناسم تبر را از کلید 690
- Kendini Cüneyd ve Bayezid gösteriyorsun. Yürü be… Ben, baltayı kilitten fark edemem ki diyorsun ama.
-
بدرگی و منبلی و حرص و آز ** چون کنی پنهان بشید ای مکرساز
- A düzenbaz, kötülüğü tembelliği, kızgınlığı ve ihtirası bu sersemlikle nasıl gizleyebileceksin?
-
خویش را منصور حلاجی کنی ** آتشی در پنبهی یاران زنی
- Kendini Mansur-ı Hallâc göstermede, dostların pamuğuna ateş urmadasın.