-
های ای فرعون ناموسی مکن ** تو شغالی هیچ طاووسی مکن
- A firavun, ululanıp durma. Sen bir çakalsın, tavusluk dâvasına kalkışma.
-
سوی طاووسان اگر پیدا شوی ** عاجزی از جلوه و رسوا شوی
- Tavusların arasına varsan âciz kalır, onlar gibi salınamaz, rüsvay olursun.
-
موسی و هارون چو طاووسان بدند ** پر جلوه بر سر و رویت زدند 785
- Musa ile Harun, tavuslara benzerlerdi. Karşısında salındılar, cilvelendiler, seni perişan ettiler.
-
زشتیت پیدا شد و رسواییت ** سرنگون افتادی از بالاییت
- Çirkinliğin meydana çıktı, rüsvay oldun gitti. Yücelikten aşağılıklara düşüverdin!
-
چون محک دیدی سیه گشتی چو قلب ** نقش شیری رفت و پیدا گشت کلب
- Mehenk taşını görünce kalp akça gibi simsiyah oldun, üstündeki aslan nakşı gitti, köpekliğin meydana çıktı.
-
ای سگگرگین زشت از حرص و جوش ** پوستین شیر را بر خود مپوش
- A uyuz çirkin köpek, hırsından, kızgınlığından aslan postuna bürünme. Aslan kükrer de seni sınar. O vakit üstünde aslan,
-
غرهی شیرت بخواهد امتحان ** نقش شیر و آنگه اخلاق سگان
- Sureti olduğu, fakat hakikatte köpeklerin huylarına sahip olduğun anlaşılır.
-
تفسیر ولتعرفنهم فی لحن القول
- Ve leta’rifennehum fî lahnil kavli ayetinin tefsiri
-
گفت یزدان مر نبی را در مساق ** یک نشانی سهلتر ز اهل نفاق 790
- Allah, söz geliminde Peygambere dedi ki: “Münafıkların anlaşılması için en kolay ve görünür delil şudur:
-
گر منافق زفت باشد نغز و هول ** وا شناسی مر ورا در لحن و قول
- Münafık iri yarı, korkunç, zahiren babayiğit görünse bile sen onun sesinin tonundan ve sözünden tanır, anlarsın.
-
چون سفالین کوزهها را میخری ** امتحانی میکنی ای مشتری
- Testi aldığın zaman o testileri sınar, o testilere vurursun, değil mi?