-
ورنه کی کردی به یک نفرین بد ** نوح شرق و غرب را غرقاب خود
- Öyle olmasaydı Nuh, bir beddua ile doğuyu batıyı sulara gark edebilir miydi?
-
بر نکندی یک دعای لوط راد ** جمله شهرستانشان را بی مراد
- İhsan ve kerem sahibi Lût, zalimlerin şehirlerini perişan eyleyebilir, yerlere batırabilir miydi?
-
گشت شهرستان چون فردوسشان ** دجلهی آب سیه رو بین نشان
- Cennete benzeyen şehirleri Karasu Diclesi oldu. Git de gör.
-
سوی شامست این نشان و این خبر ** در ره قدسش ببینی در گذر
- Bu Karasu Şam tarafındadır. Kudüs’e giderken yolda görürsün.
-
صد هزاران ز انبیای حقپرست ** خود بهر قرنی سیاستها بدست 90
- Hakk’a tapan yüz binlerce peygamber yüzünden her devirde nice azaplar oldu.
-
گر بگویم وین بیان افزون شود ** خود جگر چه بود که کهها خون شود
- Söylesem uzun sürer. Ciğerde ne oluyor ki? Dağlar bile kan kesilir.
-
خون شود کهها و باز آن بفسرد ** تو نبینی خون شدن کوری و رد
- Dağlar kan kesilir de sonra yine donar, kalır. Sen bu kan oluşu görmezsin, çünkü körsün, kötüsün… Bu görüşten ne kadar uzaksın!
-
طرفه کوری دوربین تیزچشم ** لیک از اشتر نبیند غیر پشم
- Bu kör, ne şaşılacak şey kördür; uzağı görür, gözü de keskin. Fakat yalnız devedeki yükü görür.
-
مو بمو بیند ز صرفه حرص انس ** رقص بی مقصود دارد همچو خرس
- İnsan hırsından her şeyi kıldan kıla görür, bilir ama oynayıp salınmasında hayır yoktur, bu oynayış şerle doludur.
-
رقص آنجا کن که خود را بشکنی ** پنبه را از ریش شهوت بر کنی 95
- Benliğini kıracak yerde oyna, salın da şehvet yarasının üstündeki pamuğu çek, kopar.