English    Türkçe    فارسی   

4
1019-1028

  • می‌شکافد آسمان از شادیش ** خاک چون سوسن شده ز آزادیش
  • Gökyüzü neşesinden yarılmada... Yeryüzü, azadeliğinden süsene dönmektedir!
  • ظاهرت با باطنت ای خاک خوش ** چونک در جنگ‌اند و اندر کش‌مکش 1020
  • Ey güzel toprak, mademki dış yüzün iç yüzünle savaşta, çekişte...
  • هر که با خود بهر حق باشد به جنگ ** تا شود معنیش خصم بو و رنگ
  • Kim kendisiyle savaşa girişirse nihayet hakikati, bulur, rengin, kokunun ( görünüşün ) düşmanı olur.
  • ظلمتش با نور او شد در قتال ** آفتاب جانش را نبود زوال
  • Karanlığı nuruyla muharebeye girişenin can güneşine zeval yoktur.
  • هر که کوشد بهر ما در امتحان ** پشت زیر پایش آرد آسمان
  • Bizim için sınamalara giren, bizim için çalışan kişinin ayağına gök bile sırt verir!
  • ظاهرت از تیرگی افغان کنان ** باطن تو گلستان در گلستان
  • Zahirin karanlıklardan feryat etmede ama içyüzün gül bahçesi içinde için de gül bahçesi!
  • قاصد او چون صوفیان روترش ** تا نیامیزند با هر نورکش 1025
  • O, ekşi suratlı sofiler gibi nur söndüren kişilerle karışıp uzlaşmamak niyetinde.
  • عارفان روترش چون خارپشت ** عیش پنهان کرده در خار درشت
  • Ekşi suratlı arifler, kirpiye benzerler... Sert dikenlerin dibinde gizlice zevki safâdadır onlar.
  • باغ پنهان گرد باغ آن خار فاش ** کای عدوی دزد زین در دور باش
  • Bahçe gizlidir de bahçenin çevresindeki diken meydanda... Yani ey düşman hırsız, bu kapıdan uzaklaş derler!
  • خارپشتا خار حارس کرده‌ای ** سر چو صوفی در گریبان برده‌ای
  • Ey kirpi, kendine dikeni bekçi yapmışsın... Başını, sofiler gibi içine çekmişsin.