-
کانچنان نقد و چنان بسیار بود ** این که دیر اشکفت دستهی خار بود
- Kendi kendisine önce verilen ihsan, hem peşindi, hem de o kadar çoktu. Bu ise hem geç açıldı, hem de açılınca gördüm ki bir deste diken, dedi.
-
پس بگفتندش که آن دستور راد ** رفت از دنیا خدا مزدت دهاد
- Şaire dediler ki: O cömert vezir dünyadan gitti, Allah rahmet etsin!
-
که مضاعف زو همیشد آن عطا ** کم همیافتاد بخشش را خطا
- O ihsan, onun yüzünden kat kat artmıştı... Onun zamanında ihsanlarda yanlışlık pek az olurdu.
-
این زمان او رفت و احسان را ببرد ** او نمرد الحق بلی احسان بمرد 1230
- Şimdi o gitti, ihsanı da beraber götürdü... O ölmedi, doğrucası kerem ve ihsan öldü!
-
رفت از ما صاحب راد و رشید ** صاحب سلاخ درویشان رسید
- O cömert, o akıllı vezir geçip gitti. Yoksulların derisini yüzen bu vezir gelip çattı.
-
رو بگیر این را و زینجا شب گریز ** تا نگیرد با تو این صاحبستیز
- Yürü, bunu al da hemencecik bu gece buradan kaç... Yoksa bu inatçı, seni yakalar, elindekini de alır!
-
ما به صد حیلت ازو این هدیه را ** بستدیم ای بیخبر از جهد ما
- Senin bizim çalışmamızdan haberin bile yok... Biz, ondan bu hediyeyi de yüzlerce hileye başvurduk da aldık!
-
رو بایشان کرد و گفت ای مشفقان ** از کجا آمد بگویید این عوان
- Şair, yüzünü onlara çevirdi de dedi ki: “Ey beni esirgeyenler, bu kötü vezirler nereden geldi?
-
چیست نام این وزیر جامهکن ** قوم گفتندش که نامش هم حسن 1235
- Bu insanın elbiselerini soyan vezirin adı ne? Söyleyin bana! Onlar adı “Hasan” dediler.
-
گفت یا رب نام آن و نام این ** چون یکی آمد دریغ ای رب دین
- Şair, Yarabbi dedi... Onun adı da Hasan, bunun adı da... Ey din Rabbi, yazıklar olsun; nasıl oluyor da ikisinin de adı bir oluyor.