-
نیست بازی با ممیز خاصه او ** که بود تمییز و عقلش غیبگو
- İyiyi kötüyü fark eden adamla oyun olmaz; hele o adamın bu fark edişi ve aklı, gaypları görür söylerse!
-
هیچ سحر و هیچ تلبیس و دغل ** مینبندد پرده بر اهل دول
- Hiçbir büyü hiçbir şeytanlık ve hile, devlet sahibi olanların gönüllerine perde geremez.
-
پس همی گفتند با خود در جواب ** بازگونه میروی ای کژ خطاب 1275
- Onlar, kendi kendilerine “A eğri sözlü, tersine gidiyorsun...
-
بازگونه رفت خواهی همچنین ** سوی دوزخ اسفل اندر سافلین
- Böyle tersine tersine gide gide, ta cehennemin en dibine kadar gideceksin ya!
-
او اگر معزول گشتست و فقیر ** هست در پیشانیش بدر منیر
- Süleyman, Süleymanlıktan kaldı, yoksul oldu ama alnında o aydın dolunay parlayıp durmada.
-
تو اگر انگشتری را بردهای ** دوزخی چون زمهریر افسردهای
- Sen, nihayet bir yüzüktür kapmışsın ama zemheri gibi donmuş kalmış bir cehennemsin yine!
-
ما ببوش و عارض و طاق و طرنب ** سر کجا که خود همی ننهیم سنب
- Biz neredeyiz... Ululuk, sayvan ve kök önünde secde etmek nerede? Böyle şeylerin önüne baş koymak şöyle dursun, hayvan tırnağını bile komayız biz!
-
ور به غفلت ما نهیم او را جبین ** پنجهی مانع برآید از زمین 1280
- Hatta gaflete düşer de baş komaya kalkarsak bile bir pençe gelir, başımızı yerden iter, mâni olur...
-
که منه آن سر مرین سر زیر را ** هین مکن سجده مرین ادبار را
- Bu aşağılık kişiye baş koymayın, kendinize gelin... Bu bayağı adama secde etmeyin der” demekteydiler.
-
کردمی من شرح این بس جانفزا ** گر نبودی غیرت و رشک خدا
- Ben, bu cana canlar katan hikâyeyi anlatmaya kalkardım ama Allah gayreti olmasaydı!