-
پس که هدم مسجد ما بیگمان ** نبود الا بعد مرگ ما بدان
- Şu halde şüphe yok, mescidimiz, ölümümüzden sonra yıkılacak!
-
مسجدست آن دل که جسمش ساجدست ** یار بد خروب هر جا مسجدست
- Bedenin secdegâhı olan mescit, gönüldür... Kötü dost da her yerde mescitte biten keçiboynuzudur!
-
یار بد چون رست در تو مهر او ** هین ازو بگریز و کم کن گفت وگو
- Sende kötü dostun sevgisi peydahlandı mı kendine gel... Ondan kaç, onunla az konuş, görüş!
-
برکن از بیخش که گر سر بر زند ** مر ترا و مسجدت را بر کند 1385
- Onu kökünden sök, çıkar... Çünkü biter, boy verirse seni de kökünden söker, mahveder, mescidini de!
-
عاشقا خروب تو آمد کژی ** همچو طفلان سوی کژ چون میغژی
- Ey âşık, eğrilik, sana keçiboynuzu gibidir... Çocuklar gibi niye eğriliğe doğru gider, sürtünürsün?
-
خویش مجرم دان و مجرم گو مترس ** تا ندزدد از تو آن استاد درس
- Kendini suçlu bil suçlu gör... Korkma da o ders üstadı, senden dersi çalmasın.
-
چون بگویی جاهلم تعلیم ده ** این چنین انصاف از ناموس به
- Cahilim, bana öğret demen, bu çeşit insaf sahibi olman, namus ve şeref gözetmenden iyidir!
-
از پدر آموز ای روشنجبین ** ربنا گفت و ظلمنا پیش ازین
- Ey yüzü nurlu çocuk, “Rabbimiz, biz nefsimize zulmettik” demeyi babandan öğren!
-
نه بهانه کرد و نه تزویر ساخت ** نه لوای مکر و حیلت بر فراخت 1390
- O, ne bahaneler buldu, ne hileye kalkıştı, ne de düzen bayrağını yüceltti.
-
باز آن ابلیس بحث آغاز کرد ** که بدم من سرخ رو کردیم زرد
- Fakat İblis, bahse girişte, benzin kırmızı, beni sen sararttın...