-
تو چه دانی ای غرارهی پر حسد ** منت او را خدا هم میکشد
- A hasetle dolu mağrur kişi, onun minnetini Allah bile çekiyor!
-
کاشکی او آشنا ناموختی ** تا طمع در نوح و کشتی دوختی
- Keşke o yüzme öğrenmeseydi de Nuh’a minnet etse, gemiye girmeye tamah etseydi!
-
کاش چون طفل از حیل جاهل بدی ** تا چو طفلان چنگ در مادر زدی 1415
- Keşke çocuk gibi hilelere cahil olsaydı da çocuklar gibi anasına el atsa, anasına sarılsaydı!
-
یا به علم نقل کم بودی ملی ** علم وحی دل ربودی از ولی
- Yahut da nakli bilgi ile az dolu olsaydı da gönlü bir veliden vahiy ilmini kapsaydı!
-
با چنین نوری چو پیش آری کتاب ** جان وحی آسای تو آرد عتاب
- Böyle bir nur varken kitabı önüne açarsın vahiy ile dinlenen ruhunda seni azarlar!
-
چون تیمم با وجود آب دان ** علم نقلی با دم قطب زمان
- Zamanın kutbunun sözüne karşı nakli ilim, bil ki su varken teyemmüm etmeye benzer!
-
خویش ابله کن تبع میرو سپس ** رستگی زین ابلهی یابی و بس
- Kendini aptal yerine koy, ona uy da yürü... Ancak bu aptallıkla kurtulabilirsin!
-
اکثر اهل الجنه البله ای پسر ** بهر این گفتست سلطان البشر 1420
- Babam, insanların padişahı, bunun için “cennetliklerin çoğu aptaldır” dedi.
-
زیرکی چون کبر و باد انگیز تست ** ابلهی شو تا بماند دل درست
- Akıl ve zekâ sana kibir ve gurur verir... Aptal ol da gönlün doğru kalsın!
-
ابلهی نه کو به مسخرگی دوتوست ** ابلهی کو واله و حیران هوست
- Aptallık dediğim halka iki kat maskara olan adamın ahmaklığı değildir... Bu aptallık, ona hayran olan adamın aptallığıdır!