-
اندرین کون و فساد ای اوستاد ** آن دغل کون و نصیحت آن فساد
- Bu oluş ve bozuluş âleminde o hile, oluştur, nasihat da bozulmuş üstadım!
-
کون میگوید بیا من خوشپیم ** وآن فسادش گفته رو من لا شیام 1595
- Oluş der ki: İzim kutludur... Ardımdan gel! Bozuluş da git der, ben hiçbir şey değilim!
-
ای ز خوبی بهاران لب گزان ** بنگر آن سردی و زردی خزان
- Ey baharların güzelliğine şaşırarak dudağını dişleyip duran, güzün sapsarı benzine ve mevsimin soğukluğuna bak!
-
روز دیدی طلعت خورشید خوب ** مرگ او را یاد کن وقت غروب
- Gündüzün güneşin yüzünü güzel görmektesin ama onun bir de batma zamanında ölümünü düşün!
-
بدر را دیدی برین خوش چار طاق ** حسرتش را هم ببین اندر محاق
- Dolunayı şu güzelim çardakta bir hoşça seyredersin ama ay sonunda bir de hasretine bak onun!
-
کودکی از حسن شد مولای خلق ** بعد فردا شد خرف رسوای خلق
- Bir oğlan, güzellikle halkın efendisi olur... Olur, ama yarın da bunar, halka rezil rüsvay olur!
-
گر تن سیمینتنان کردت شکار ** بعد پیری بین تنی چون پنبهزار 1600
- Gümüş bedenli güzellerin vücudu, seni avladıysa ihtiyarlıktan sonra bir de pamuk tarlasına dönen bedene bak!
-
ای بدیده لوتهای چرب خیز ** فضلهی آن را ببین در آبریز
- Ey yağlı, ballı yemekleri gören, yiyen, onların fazlasını git de halâda seyret!
-
مر خبث را گو که آن خوبیت کو ** بر طبق آن ذوق و آن نغزی و بو
- Pisliğe nerede senin o güzelliğin... Nerede senin tabaklarda o hoş görünüşün, yerken senden duyulan o zevk, o lezzet, de!
-
گوید او آن دانه بد من دام آن ** چون شدی تو صید شد دانه نهان
- O sana der ki: o taneydi... Ben de onun tuzağıydım... Sen avlanınca o tane gizlendi!