-
جبر بودی کی پشیمانی بدی ** ظلم بودی کی نگهبانی بدی
- Cebir olsaydı pişmanlık olur muydu? Zulüm olsaydı Allah’ın koruması olur muydu?
-
روز آخر شد سبق فردا بود ** راز ما را روز کی گنجا بود 1645
- Gün geçti, ders yarına kaldı... Sırrımız hiç güne sığar mı ki?
-
ای بکرده اعتماد واثقی ** بر دم و بر چاپلوس فاسقی
- Ey kötü kişinin yaltaklanmasına inanan, sözleri doğru sayan,
-
قبهای بر ساختستی از حباب ** آخر آن خیمهست بس واهیطناب
- Sen su habbelerinden bir kubbe yapmışsın ama o öyle bir çadır ki ipleri pek kuvvetsiz,
-
زرق چون برقست و اندر نور آن ** راه نتوانند دیدن رهروان
- Hile yıldırıma benzer... Onun ışığıyla yolcuların, yolu görmelerine imkân yok!
-
این جهان و اهل او بیحاصلاند ** هر دو اندر بیوفایی یکدلاند
- Bu âlemde de bir şey yok, bu âlemdekilerde de! Her ikisi de vefasızlıkta aynı gönle sahip!
-
زادهی دنیا چو دنیا بیوفاست ** گرچه رو آرد به تو آن رو قفاست 1650
- Dünyanın oğlu dünya gibi vefasız... Sana yüz tutar ama o, yüz değildir, arkadır!
-
اهل آن عالم چو آن عالم ز بر ** تا ابد در عهد و پیمان مستمر
- Fakat o cihanın ehli, o cihan gibi ebedi olarak ihsan ve keremdeki ahitlerinde, Peymanlarında dururlar!
-
خود دو پیغمبر به هم کی ضد شدند ** معجزات از همدگر کی بستدند
- Hiç iki peygamberin birbirine zıt olduğunu, birbirlerinin mucizesini kapıp aldığını gördün mü?
-
کی شود پژمرده میوهی آن جهان ** شادی عقلی نگردد اندهان
- O âlemin meyvesi solar, bozulur mu? Akla mensup neşe kederlenmez ki!