-
آتش که اول ز آهن میجهد ** او قدم بس سست بیرون مینهد
- Demirden çıkan ilk ateş, dışarıya yavaş, yavaş adım atar.
-
دایهاش پنبهست اول لیک اخیر ** میرساند شعلهها او تا اثیر 1875
- Dadısı pamuktur önce... Fakat sonunda şuleleri ta esire kadar çıkar,
-
مرد اول بستهی خواب و خورست ** آخر الامر از ملایک برترست
- İnsan, önce uykuya, yemeye muhtaçtır... Fakat nihayet meleklerden de üstün olur.
-
در پناه پنبه و کبریتها ** شعله و نورش برآیدت بر سها
- Pamuk ve kükürdün himayesinde şulesi ve nuru, süha yıldızına kadar çıkar!
-
عالم تاریک روشن میکند ** کندهی آهن به سوزن میکند
- Karanlık âlemi aydınlatır... Demirden yapılma tomruğu bile iğneyle deler geçer!
-
گرچه آتش نیز هم جسمانی است ** نه ز روحست و نه از روحانی است
- Ateş de cismanidir ama ne ruhtandır, ne de ruhani âlemden!
-
جسم را نبود از آن عز بهرهای ** جسم پیش بحر جان چون قطرهای 1880
- Cisme, o yücelikten bir nasip yoktur... Cisim, can denizinin önünde bir katra gibidir!
-
جسم از جان روزافزون میشود ** چون رود جان جسم بین چون میشود
- Cisim, canla artar, gün günden fazlalaşır... Fakat can gitti mi cisme bak, ne hale gelir?
-
حد جسمت یک دو گز خود بیش نیست ** جان تو تا آسمان جولانکنیست
- Cisminin haddi, bir iki arşından fazla değildir... Fakat canın, ta göklere kadar çıkar, dolaşır!
-
تا به بغداد و سمرقند ای همام ** روح را اندر تصور نیم گام
- En iyi kişi, ruha ta Bağdat’a Semerkand’a kadar olan mesafe tasavvurda yarım adımdır ancak!