-
قل تعالوا قل تعالو گفت رب ** ای ستوران رمیده از ادب
- Allah dedi ki: “onlara gelin de, ey terbiyeye alışkın olmayan katırlar, gelin de!
-
گر نیایند ای نبی غمگین مشو ** زان دو بیتمکین تو پر از کین مشو
- Fakat gelmezlerse gamlanma... O iki temkinsiz için kinlenme!
-
گوش بعضی زین تعالواها کرست ** هر ستوری را صطبلی دیگرست
- Bazılarının kulakları bu, gelin sözüne karşı sağırdır... Her hayvanın ayrı ahırı vardır.
-
منهزم گردند بعضی زین ندا ** هست هر اسپی طویلهی او جدا
- Bazıları bu sesten ürker, kaçarlar... Her atın ahırı ayrıdır.
-
منقبض گردند بعضی زین قصص ** زانک هر مرغی جدا دارد قفص 2015
- Bazılarının de bu hikâyelerden canı sıkılır... Çünkü her kuşun kafesi başkadır.
-
خود ملایک نیز ناهمتا بدند ** زین سبب بر آسمان صف صف شدند
- Melekler bile bir cinsten değildirler; bu yüzden göklerde saf saf dururlar.
-
کودکان گرچه به یک مکتب درند ** در سبق هر یک ز یک بالاترند
- Çocuklar, gerçi bir mektebe giderler, giderler ama ders bakımından her biri, öbüründen üstündür.
-
مشرقی و مغربی را حسهاست ** منصب دیدار حس چشمراست
- Doğuya mensup olanın da duyguları var, batıya mensup olanın da... Fakat görmek göze kısmet olmuştur, mesnet ona verilmiştir.
-
صد هزاران گوشها گر صف زنند ** جمله محتاجان چشم روشناند
- Yüz binlerce kulak saf saf düzülse yine de hepsi aydın bir göze muhtaçtır.
-
باز صف گوشها را منصبی ** در سماع جان و اخبار و نبی 2020
- Sonra kulakların da can sesini, Allah haberlerini, Peygamber buyruklarını duymada bir mesnedi var