-
خواجه باز آ از منی و از سری ** سروری جو کم طلب کن سروری
- Hocam, benliği bırak, başbuğ olma sevdasından vazgeç! Bir başbuğ ara, ona uy... Başbuğ olmaya pek özenme!
-
اعتراض کردن معترضی بر رسول علیهالسلام بر امیر کردن آن هذیلی
- Birisinin, Peygamber’e Huzeyl kabilesinden olan genci başbuğ yaptığından dolayı itirazda bulunması
-
چون پیمبر سروری کرد از هذیل ** از برای لشکر منصور خیل 2030
- Peygamber, Allah yardımına nail olan askerine Huzeyl kabilesinden olan o genci başbuğ yapınca,
-
بوالفضولی از حسد طاقت نداشت ** اعتراض و لانسلم بر فراشت
- Bir herzevekil, hasedinden dayanamadı... İtiraza bunu kabul edemeyiz bayrağını kaldırmaya kalkıştı.
-
خلق را بنگر که چون ظلمانیاند ** در متاع فانیی چون فانیاند
- Halka bak hele... Bunlar karanlık âlemindendir... Geçici bir matah için nasıl geçici bir hale düşer, nasıl itiraza kalkışırlar!
-
از تکبر جمله اندر تفرقه ** مرده از جان زندهاند از مخرقه
- Ululuk yüzünden hepsi dağınıklığa düşmüşler, canlarını vermişler, ölü bir hale gelmişlerdir. Fakat savaşta, diridir onlar!
-
این عجب که جان به زندان اندرست ** وانگهی مفتاح زندانش به دست
- Şaşılacak şey şu: Zindanın anahtarı, bu çeşit adamın elindedir de yine kendisi zindanda mahpustur!
-
پای تا سر غرق سرگین آن جوان ** میزند بر دامنش جوی روان 2035
- O genç tepeden tırnağa kadar pisliğe batmıştır... Fakat akarsu, eteğine dokunup akmaktadır!
-
دایما پهلو به پهلو بیقرار ** پهلوی آرامگاه و پشتدار
- Dilediği ile daima yan yanadır da yine de bir dayanacak, huzur bulacak kişinin yanına varabilsem diye ne sabrı vardır, ne kararı!
-
نور پنهانست و جست و جو گواه ** کز گزافه دل نمیجوید پناه
- Nur gizlidir... Arayıp sormak, gizliliğine şahit. Fakat gönül, saçma sözlerden kurtuluş dilemez ki!
-
گر نبودی حبس دنیا را مناص ** نه بدی وحشت نه دل جستی خلاص
- Fakat dünya zindanında bir kurtuluş yeri olmasaydı gönül ne sıkılırdı, ne de halâs olmayı araştırır, isterdi!