- 
		    ضبط و درک و حافظی و یادداشت ** عقل را باشد که عقل آن را فراشت
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Bir şeyi kavramak, anlamak, hıfzetmek ve hatırlamak, aklın işidir... Akıl bunların derecesini yüceltir.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    چونک گوهر نیست تابش چون بود ** چون مذکر نیست ایابش چون بود
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - İnci olmayınca parlaklığı nasıl olur da bulunur? Hatırlatan olmayınca adam, o işten nasıl kaçınır?
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
		   - 
		   این تمنی هم ز بیعقلی اوست ** که نبیند کان حماقت را چه خوست   2295
 
		 
	         
	         
	         
		 
	       
	       
	       
		  - Bu vakitsiz istek de sahibinin akılsızlığındandır. Çünkü ahmaklığın nasıl bir huyu vardır? Göremez ki!
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    آن ندامت از نتیجهی رنج بود ** نه ز عقل روشن چون گنج بود
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - O, nedamet zahmetinin sonucudur... Define gibi aydın olan aklıdan gelmez.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    چونک شد رنج آن ندامت شد عدم ** مینیرزد خاک آن توبه و ندم
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Zahmet geçti mi o nedamet de yok olur gider... o tövbe ve nedamet, toprak değerinde bile değildir.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    آن ندم از ظلمت غم بست بار ** پس کلام اللیل یمحوه النهار
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - O nedamet, gam ve elem karanlığı yüzünden yükünü bağladı... Fakat gündüz geldi mi gecenin sözünü mahveder!
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    چون برفت آن ظلمت غم گشت خوش ** هم رود از دل نتیجه و زادهاش
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - O gam karanlığı gitti de hoşluk vakti geldi mi gönülden de onun neticesi, o derdin doğurduğu nedamet geçip gider!
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
		   - 
		   میکند او توبه و پیر خرد ** بانگ لو ردوا لعادوا میزند   2300
 
		 
	         
	         
	         
		 
	       
	       
	       
		  - O adam, tövbe eder ama akıl piri ona “Tekrar dünyaya döndürülseler yine yapma denen şeylere bulaşırlar. Onları yaparlar” diye bağırıp durur.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
	      
		  
		  - 
		  در بیان آنک وهم قلب عقلست و ستیزهی  اوست بدو ماند و او نیست و قصهی مجاوبات موسی علیهالسلام کی صاحب عقل بود با فرعون کی صاحب وهم بود
 
	      
	       
	      
	       
	      
		  - Vehim aklın zıddıdır, onunla savaşır durur. Ona benzer ama o değildir. Akla sahip olan Musa aleyhsselâm’ın vehim sahibi olan Firavunla soru ve cevabı
 
		  
	      
	       
	      
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    عقل ضد شهوتست ای پهلوان ** آنک شهوت میتند عقلش مخوان
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Ey yiğit, akıl, şehvetin zıddıdır... Şehveti dokuyan akla akıl deme.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    وهم خوانش آنک شهوت را گداست ** وهم قلب نقد زر عقلهاست
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Şehvete mağlûp olana vehim de... Vehim, halis akıllar altınının kalpıdır.