-
خلق یکدل را تو کردی دو گروه ** جادوی رخنه کند در سنگ و کوه
- Gönlü bir olan halkı iki bölüğe ayırdın... Öyledir; büyücülük, dağa, taşa bile tesir eder... Onları bile yarar, yıkar.
-
گفت هستم غرق پیغام خدا ** جادوی کی دید با نام خدا
- Musa şöyle cevap verdi: Ben, Allah emirlerine gark olmuşum... Hiç Allah adı ile büyücülük görülmüş şey midir?
-
غفلت و کفرست مایهی جادوی ** مشعلهی دینست جان موسوی
- Büyücülüğün temeli gaflettir, kâfirliktir... Hâlbuki Musa’nın canı, din meşalesidir.
-
من به جادویان چه مانم ای وقیح ** کز دمم پر رشک میگردد مسیح
- A çirkin, ben büyücülere benzer miyim? Nefesine Mesih bile haset etmededir benim.
-
من به جادویان چه مانم ای جنب ** که ز جانم نور میگیرد کتب 2365
- A cenabet, benim nerem büyücülere benzer? Kitaplar, canımda nurlanır, ışıklanır.
-
چون تو با پر هوا بر میپری ** لاجرم بر من گمان آن میبری
- Fakat sen heva ve heves kanadı ile uçtuğun için benim hakkımda şüpheye düşüyorsun.
-
هر کرا افعال دام و دد بود ** بر کریمانش گمان بد بود
- Kim hilebazlarla canavarların işini işlerse elbette kerem sahipleri hakkında şüphelenir.
-
چون تو جزو عالمی هر چون بوی ** کل را بر وصف خود بینی سوی
- Sen, bir âlemin cüzüsün... Ne olursan ol, mutlaka o âlemin külünü kendi sıfatlarında görürsün sen, azgın herif!
-
گر تو برگردی و بر گردد سرت ** خانه را گردنده بیند منظرت
- Döndün de başın döndü mü gözüne ev de dönüyor görünür.
-
ور تو در کشتی روی بر یم روان ** ساحل یم را همی بینی دوان 2370
- Gemiye binersin; gemi hareket etti mi deniz kıyısını yürüyor görürsün!