-
آتش نمرود را گر چشم نیست ** با خلیلش چون تجشم کردنیست
- Nemrut’un yaktığı ateşe göz olmasaydı Halil’e nasıl olur da, kendisini zahmetlere sokup saygı gösterirdi?
-
گر نبودی نیل را آن نور و دید ** از چه قبطی را ز سبطی میگزید 2415
- Nil’in gözü olmasaydı, görmeseydi, Kıpti ile İsrail oğullarını nasıl ayırt edebilirdi?
-
گرنه کوه و سنگ با دیدار شد ** پس چرا داود را او یار شد
- Dağda taşta görüş yoktu da nasıl Davut’a yar oldu?
-
این زمین را گر نبودی چشم جان ** از چه قارون را فرو خورد آنچنان
- Bu yeryüzünün can gözü yoktu da Karun’u neden öyle sömürüp yuttu?
-
گر نبودی چشم دل حنانه را ** چون بدیدی هجر آن فرزانه را
- Hannane direğinin gönül gözü olmasaydı o tek kişinin, o eşsiz erin ayrılığını görür müydü?
-
سنگریزه گر نبودی دیدهور ** چون گواهی دادی اندر مشت در
- Kırık taşlar, görmeselerdi avuç içinde nasıl şahadet ederlerdi?
-
ای خرد بر کش تو پر و بالها ** سوره بر خوان زلزلت زلزالها 2420
- A akıl, sen kanatlarını aç da “İza zülziletil arzu zilzaleha” suresini oku!
-
در قیامت این زمین بر نیک و بد ** کی ز نادیده گواهیها دهد
- Kıyamet günü bu yeryüzü, görmeseydi iyiye kötüye nasıl şahadet ederdi ki?
-
که تحدث حالها و اخبارها ** تظهر الارض لنا اسرارها
- Hâlbuki halini, kendisinde olan haberleri söyleyecek... Yeryüzü bize sırlarını açacak.
-
این فرستادن مرا پیش تو میر ** هست برهانی که بد مرسل خبیر
- Beni senin gibi bir padişaha göndermesi de bir delildir... Gönderen bilir ki.