-
گریه را در خواب شادی و فرح ** هست در تعبیر ای صاحب مرح
- Ağlamayı da sevince, feraha verir ey şen, esen kişi!
-
شاه اندیشید کین غم خود گذشت ** لیک جان از جنس این بدظن گشت 3100
- Padişah, bu gam geçti gitti ama can, bu çeşit şeylerden kötü şüphelere düşer diye düşünceye daldı.
-
ور رسد خاری چنین اندر قدم ** که رود گل یادگاری بایدم
- Gül gider de dedi, ayağıma böyle bir diken batarsa hiç olmazsa ondan bana bir yadigâr kalmalı!
-
چون فنا را شد سبب بیمنتهی ** پس کدامین راه را بندیم ما
- Yokluğa sayısız, sonsuz sebepler var... hangi yolu kapayalım ki?
-
صد دریچه و در سوی مرگ لدیغ ** میکند اندر گشادن ژیغ ژیغ
- Isırıcı ölüme yüzlerce pencere var, yüzlerce kapı var... açılırken her biri cik cik etmekte!
-
ژیغژیغ تلخ آن درهای مرگ ** نشنود گوش حریص از حرص برگ
- O ölüm kapılarının acı cik ciklerini haris kişinin kulağı, mal ve mülk hırsından duymaz.
-
از سوی تن دردها بانگ درست ** وز سوی خصمان جفا بانگ درست 3105
- Bir taraftan bedenin dertleri, kapıların sesi... bir taraftan düşmanların cefası kapıların sesi.
-
جان سر بر خوان دمی فهرست طب ** نار علتها نظر کن ملتهب
- Canım efendim, hele bir tıp fihristini oku hastalıkların yalımlı ateşini gör!
-
زان همه غرها درین خانه رهست ** هر دو گامی پر ز کزدمها چهست
- Bütün o alillerden bu eve yol var... her iki adımda akreplerle dolu bir kuyu var!
-
باد تندست و چراغم ابتری ** زو بگیرانم چراغ دیگری
- Rüzgâr şiddetli, ışığım sönmek üzere... çabuk davranayım da onun ışığından bir ışık daha uyandırayım.