-
پس عروسی خواست باید بهر او ** تا نماید زین تزوج نسل رو
- Padişah bunun üzerine, evlensin de soyu sopu üresin diye şehzadeye bir kız almak istedi.
-
گر رود سوی فنا این باز باز ** فرخ او گردد ز بعد باز باز
- Bu doğan, tekrar yokluk âlemine yüz tutarsa o doğanın yerini yine bir doğan tutsun...
-
صورت او باز گر زینجا رود ** معنی او در ولد باقی بود 3115
- Bu doğanın sureti, eğer şu âlemden giderse mânası, oğlunda baki kalsın dedi.
-
بهر این فرمود آن شاه نبیه ** مصطفی که الولد سر ابیه
- Onun için o uyanık padişah, Mustafa “Çocuk, babanın sırrıdır” buyurdu.
-
بهر این معنی همه خلق از شغف ** میبیاموزند طفلان را حرف
- İşte bu yüzden bütün halk, sevgilerden çocuklarına sanat öğretirler de,
-
تا بماند آن معانی در جهان ** چون شود آن قالب ایشان نهان
- Onların kalıpları gözden gizlenince o mânalar âlemde bâki kalsın derler.
-
حق به حکمت حرصشان دادست جد ** بهر رشد هر صغیر مستعد
- Tanrı, hikmetiyle istidat sahibi olan her küçük çocuğun doğru yolu bulması için onların hırsına bir ciddiyet vermiştir.
-
من هم از بهر دوام نسل خویش ** جفت خواهم پور خود را خوب کیش 3120
- Ben de kendi soyumun devamı için oğluma mezhebi meşrebi iyi bir kız alacağım.
-
دختری خواهم ز نسل صالحی ** نی ز نسل پادشاهی کالحی
- Fakat alacağım kızın kötü bir padişahın soyundan değil, temiz bir kişinin soyundan bir kız olmasını isterim.
-
شاه خود این صالحست آزاد اوست ** نی اسیر حرص فرجست و گلوست
- Padişah, zaten bu temiz kişidir... hür olan da odur... ne şehvetin esiridir, ne boğazının.