-
گفت رو هر که غم دین برگزید ** باقی غمها خدا از وی برید
- Padişah, yürü yahu dedi... kim, din gamına düşerse Tanrı, öbür dertleri artık ondan alır.
-
غالب آمد شاه و دادش دختری ** از نژاد صالحی خوش جوهری
- Nihayet padişah üstün geldi, ona yaradılışı güzel ve bir temiz kişinin soyundan bir kız aldı.
-
در ملاحت خود نظیر خود نداشت ** چهرهاش تابانتر از خورشید چاشت
- Kızın güzellikte eşi yoktu... yüzü, kuşluk güneşinden daha parlaktı!
-
حسن دختر این خصالش آنچنان ** کز نکویی مینگنجد در بیان 3140
- Kızın güzelliği buydu, huyu da güzelliği gibiydi... hasılı ahlâkı o kadar iyiydi ki anlatmaya imkân yok!
-
صید دین کن تا رسد اندر تبع ** حسن و مال و جاه و بخت منتفع
- Dini avlamaya bak ki onunla beraber güzellik, mal, mevki ve sana fayda veren baht da senin olsun!
-
آخرت قطار اشتر دان به ملک ** در تبع دنیاش همچون پشم و پشک
- Ahiret, bil ki deve katarıdır; dünya malı devenin yükü ve tüyü.Katara sahip oldun mu yünü, tüyü de onunla beraber gelir.
-
پشم بگزینی شتر نبود ترا ** ور بود اشتر چه قیمت پشم را
- Fakat yünü alırsan deve senin olmaz ki... deve senin olursa yünün ne değeri kalır?
-
چون بر آمد این نکاح آن شاه را ** با نژاد صالحان بی مرا
- Padişah temiz ve riyasız soydan gelen o kızı nikâhla oğluna aldı.
-
از قضا کمپیرکی جادو که بود ** عاشق شهزادهی با حسن و جود 3145
- Fakat kaza ve kader bu ya... o güzelim şehzadeye bir ihtiyar büyücü de âşık olmuştu.
-
جادوی کردش عجوزهی کابلی ** کی برد زان رشک سحر بابلی
- O Kâbil’li kocakarı, şehzadeye öyle bir büyü yaptı ki Babil büyücüleri bile bu büyüye haset ederler.