-
که مرا این علم آمد زان طرف ** نه ز شاگردی سحر مستخف
- Çünkü bana bu bilgi Tanrı tarafından verildi... hor hakîr büyücülere şakirtlik ederek öğrenmedim.
-
آمدم تا بر گشایم سحر او ** تا نماند شاهزاده زردرو
- Onun büyüsünü bozmak şehzadenin benzinin sarılığını gidermek için geldim ben!
-
سوی گورستان برو وقت سحور ** پهلوی دیوار هست اسپید گور 3170
- Seher çağında mezarlığa git de orada duvarın yanında kireçle boyanmış bir ak mezar var.
-
سوی قبله باز کاو آنجای را ** تا ببینی قدرت و صنع خدا
- Orasını kıbleye doğru kaz; Tanrının kudretine, kuvvetine bak!
-
بس درازست این حکایت تو ملول ** زبده را گویم رها کردم فضول
- Bu hikâye pek uzundur, sen de usandın... bari fazlasını bırakayım da hulâsasını söyleyeyim.
-
آن گرههای گران را بر گشاد ** پس ز محنت پور شه را راه داد
- O sıkı düğümleri çözdü şehzadeyi mihnetten kurtardı.
-
آن پسر با خویش آمد شد دوان ** سوی تخت شاه با صد امتحان
- Çocuk kendisine gelince koşa, koşa babasının tahtına vardı, yüzlerce mihnetle,
-
سجده کرد و بر زمین میزد ذقن ** در بغل کرده پسر تیغ و کفن 3175
- Secdeye kapandı, yüzünü yerlere sürdü... koltuğunda da bir kılıç ve bir kefen vardı.
-
شاه آیین بست و اهل شهر شاد ** وآن عروس ناامید بیمراد
- Padişah şenlikler yaptırdı şehir halkı sevindi, o ümidini kesmiş gelinde muradına erdi.
-
عالم از سر زنده گشت و پر فروز ** ای عجب آن روز روز امروز روز
- Âlem yeni baştan dirildi, parladı! Şaşarım doğrusu o günde bir gündü bugün de bir gün!