-
وهم را مژدهست و پیش عقل نقد ** ز انک چشم وهم شد محجوب فقد
- Bu, vehme müjdedir ama akla göre vuslatın ta kendisi... çünkü vehim gözü perdelidir, hakikati göremez.
-
کافران را درد و مومن را بشیر ** لیک نقد حال در چشم بصیر
- Kâfirlere derttir, müminlere muştucu... fakat işin iç yüzünü gören göz göre vuslatın ta kendisi.
-
زانک عاشق در دم نقدست مست ** لاجرم از کفر و ایمان برترست 3280
- Çünkü âşık, anı daimde daima sarhoştur... hâsılı küfürden de yücedir o, imândan da!
-
کفر و ایمان هر دو خود دربان اوست ** کوست مغز و کفر و دین او را دو پوست
- Küfür, içteki kuru kabuktur, imân içteki lezzetli kabuk!
-
کفر قشر خشک رو بر تافته ** باز ایمان قشر لذت یافته
- Küfür de, imân da... ikisi de onun kapıcısıdır... çünkü o içtir küfürle din, ikisi de kabuktur.
-
قشرهای خشک را جا آتش است ** قشر پیوسته به مغز جان خوش است
- Kuru kabukların yeri ateştir... içe yapışık kabuksa hoştur lezzetlidir.
-
مغز خود از مرتبهی خوش برترست ** برترست از خوش که لذت گسترست
- İçe gelince: Zaten o, hoşluk mertebesinden de yüksektir... lezzetler veren odur.
-
این سخن پایان ندارد باز گرد ** تا برآرد موسیم از بحر گرد 3285
- Bu sözün sonu yoktur; geri dön de Musa’m denizin dibinde toz koparsın!
-
درخور عقل عوام این گفته شد ** از سخن باقی آن بنهفته شد
- Bu sözler alelâde halkın aklına göre söylendi... geri kalanı ise gizlenmiştir!
-
زر عقلت ریزه است ای متهم ** بر قراضه مهر سکه چون نهم
- A töhmetli kişi, senin akıl altının paramparça... böyle bir altına nasıl mühür ve damga vurayım?