-
عقل رنجور آردش سوی طبیب ** لیک نبود در دوا عقلش مصیب
- Hastanın aklı hastayı doktora çeker, götürür ama kendisi, derdine derman olamaz!
-
نک شیاطین سوی گردون میشدند ** گوش بر اسرار بالا میزدند
- İşte bak... şeytanlar gökyüzüne çıkmak ister, kulaklarını yukarı âlemdeki surlara dikerler.
-
میربودند اندکی زان رازها ** تا شهب میراندشان زود از سما 3325
- O sırlardan az bir miktarını çalarken hemen gökten şahaplar gelir, onları sürer.
-
که روید آنجا رسولی آمدست ** هر چه میخواهید زو آید به دست
- Gidin de onlara; gidin... yeryüzüne peygamber gelmiştir; ne istiyorsanız ondan isteyin, ondan elde edin.
-
گر همیجویید در بیبها ** ادخلوا الابیات من ابوابها
- Değer biçilmez inciler istiyorsanız “Evlere kapılarından girin!”
-
میزن آن حلقهی در و بر باب بیست ** از سوی بام فلکتان راه نیست
- Kapı halkasını dövün, kapıda durun... gökyüzü damından sizlere yol yok!
-
نیست حاجتتان بدین راه دراز ** خاکیی را دادهایم اسرار راز
- İhtiyacınızı bu uzun yoldan gideremezsiniz... biz, sırların sırlarını topraktan yaratılan kulumuza verdik.
-
پیش او آیید اگر خاین نیید ** نیشکر گردید ازو گرچه نیید 3330
- Hain değilseniz onun huzuruna gelin... boş kamışsanız bile onun himmetiyle şeker kamışı olun!
-
سبزه رویاند ز خاکت آن دلیل ** نیست کم از سم اسپ جبرئیل
- O kılavuz, senin toprağından yeşillikler bitirir... bu, Cebrail’in atının nalından uzak bir iş değil!
-
سبزه گردی تازه گردی در نوی ** گر توخاک اسپ جبریلی شوی
- Bir Cebrail’in atının ayağına toprak olursan yeşillik kesilir, yenilenir tazelenirsin!