-
کور را خود این قضا همراه اوست ** که مرورا اوفتادن طبع و خوست
- Kör, pisliğe düşer de bu koku nedir, kendisinden midir, yoksa bir pisliğe bulaşmış da ondan mı? Bilemez ki.
-
در حدث افتد نداند بوی چیست ** از منست این بوی یا ز آلودگیست 335
- Ona birisi miskler saçsa onu da kendisinden bilir, sevgilinin lütfundan değil!
-
ور کسی بر وی کند مشکی نثار ** هم ز خود داند نه از احسان یار
- (eksik)
-
پس دو چشم روشن ای صاحبنظر ** مر ترا صد مادرست و صد پدر
- Hâsılı ey gözü açık kişi, bu iki göz, sana yüzlerce anadır, yüzlerce baba!
-
خاصه چشم دل آن هفتاد توست ** وین دو چشم حس خوشهچین اوست
- Hele gönül gözü yok mu? O, bu göze nispetle yetmiş kat azizdir, yetmiş derece kuvvetlidir... Bu iki duygu gözü, onun nimetiyle geçinmededir.
-
ای دریغا رهزنان بنشستهاند ** صد گره زیر زبانم بستهاند
- Yazıklar olsun ki yol kesiciler oturmuşlar, dilime yüzlerce düğüm vurmuşlardır!
-
پایبسته چون رود خوش راهوار ** بس گران بندیست این معذور دار 340
- Ayağı bağlı olan, nasıl rahvan gidebilir! Ağır bir bağdır bu... Mazur gör!
-
این سخن اشکسته میآید دلا ** کین سخن درست غیرت آسیا
- Ey gönül, bu söz, kırık dökük geliyor. Bu söz incidir, Allah gayreti de değirmen.
-
در اگر چه خرد و اشکسته شود ** توتیای دیدهی خسته شود
- İnci küçük ve kırık bile olsa hasta göze tutya olur.
-
ای در از اشکست خود بر سر مزن ** کز شکستن روشنی خواهی شدن
- Ey inci, kırıldığına acınma... Kırılmakla parlayacak apaydın olacaksın!