-
گفت آری او حفیظست و غنی ** هستی ما را ز طفلی و منی 355
- Murtaza, evet dedi... O koruyucudur, ganidir... Bizim varlığımızı, bizi ta çocukluğumuzdan adamlığımıza kadar hep o korur, o görüp gözetir!
-
گفت خود را اندر افکن هین ز بام ** اعتمادی کن بحفظ حق تمام
- Yahudi, peki dedi... Mademki öyledir, kendini bu damdan aşağıya at... Allah’ın koruyuculuğuna tamamı ile güven!
-
تا یقین گرددمرا ایقان تو ** و اعتقاد خوب با برهان تو
- Kendini aşağıya at da ben de adamakıllı inandığını anlayayım, güzelim inanışını, deliliyle göreyim!
-
پس امیرش گفت خامش کن برو ** تا نگردد جانت زین جرات گرو
- Müminler emiri ona dedi ki: sus, defol git de bu cüret yüzünden canın belaya sataşmasın!
-
کی رسد مر بنده را که با خدا ** آزمایش پیش آرد ز ابتلا
- Kulun, iptilalara düşerek Allah’ı sınaması hiç yaraşır mı?
-
بنده را کی زهره باشد کز فضول ** امتحان حق کند ای گیج گول 360
- A nadan, a budala, kulun ne haddi vardır ki edepsizliğe kalkışıp Allah’ı sınamaya girişsin?
-
آن خدا را میرسد کو امتحان ** پیش آرد هر دمی با بندگان
- Sınama Allah’a yaraşır... O, kullarını her an sınar durur.
-
تا به ما ما را نماید آشکار ** که چه داریم از عقیده در سرار
- Bu sınamayla da içimizde gizlediğimiz inanışlarımızı bize apaçık gösterir.
-
هیچ آدم گفت حق را که ترا ** امتحان کردم درین جرم و خطا
- Âdem, bu suçla, bu hata ile Hakk’ı sınadım dedi mi hiç?
-
تا ببینم غایت حلمت شها ** اه کرا باشد مجال این کرا
- “Padişahım, senin hilmin nereye kadardır? Onu görmek istedim” gibi bir söz söyledi mi hiç? Ah, bu mecal kimde var, kimde?