-
تا ببینم غایت حلمت شها ** اه کرا باشد مجال این کرا
- “Padişahım, senin hilmin nereye kadardır? Onu görmek istedim” gibi bir söz söyledi mi hiç? Ah, bu mecal kimde var, kimde?
-
عقل تو از بس که آمد خیرهسر ** هست عذرت از گناه تو بتر 365
- Senin aklın şaşmış, pek sersemlemişsin... özrün günahından beter!
-
آنک او افراشت سقف آسمان ** تو چه دانی کردن او را امتحان
- Gök kubbeyi yücelteni sınamak ha! Sen, bunu ne bilirsin ki?
-
ای ندانسته تو شر و خیر را ** امتحان خود را کن آنگه غیر را
- A hayrı, şerri bilmeyen, sen kendini sına, başkasını değil!
-
امتحان خود چو کردی ای فلان ** فارغ آیی ز امتحان دیگران
- Kendini sınadın mı başkalarını sınamadanvazgeçersin.
-
چون بدانستی که شکردانهای ** پس بدانی کاهل شکرخانهای
- Şeker parçası olduğunu bildin mi, şeker yapılan ve satılan yere layık olduğunu da bilirsin.
-
پس بدان بیامتحانی که اله ** شکری نفرستدت ناجایگاه 370
- Sınamaksızın şunu bil ki Allah, yersiz, zamansız şeker göndermez sana.
-
این بدان بیامتحان از علم شاه ** چون سری نفرستدت در پایگاه
- Sınamaksızın şunu bil ki eğer başsan Allah, seni ayakkabı konan yere göndermez!
-
هیچ عاقل افکند در ثمین ** در میان مستراحی پر چمین
- Akıllı kişi, hiç değerli bir inciyi abdes hane de sidik gölcüğüne atar mı?
-
زانک گندم را حکیم آگهی ** هیچ نفرستد به انبار کهی
- Anlayışlı hâkim bile buğdayı saman ambarına göndermez.