این نصیب کور باشد ز آفتاب ** صد چنین والله اعلم بالصواب505
Bu körün güneşten nasibidir... Allah doğrusunu daha iyi bilir ya... Bunun gibi belki yüzlerce nasibi de var!
وآنک او آن نور را بینا بود ** شرح او کی کار بوسینا بود
O nuru gören kişinin ahvalini anlatmak, hiç Ebu Ali Sina’nın harcı mıdır?
ور شود صد تو که باشد این زبان ** که بجنباند به کف پردهی عیان
Yüz kat kuvvetli bile olsa bu dil, kim oluyor ki eliyle görüş perdesini oynatmaya kalkışıyor?
وای بر وی گر بساید پرده را ** تیغ اللهی کند دستش جدا
Perdeye elini sürerse vay ona... Allah kılıcı elini kesiverir!
دست چه بود خود سرش را بر کند ** آن سری کز جهل سرها میکند
Hatta el de nedir ki? Bilgisizliğinden serkeşlik eden başı bile keser, koparır!
این به تقدیر سخن گفتم ترا ** ورنه خود دستش کجا و آن کجا510
Bunu söz olsun diye söyledim... Yoksa onun eli nerede, o nerede?
خاله را خایه بدی خالو شدی ** این به تقدیر آمدست ار او بدی
Hani derler ya... Teyzenin tenasül aleti olsaydı dayı olurdu, işte bu sözde onun gibi!
از زبان تا چشم کو پاک از شکست ** صد هزاران ساله گویم اندکست
Dilden, sınıklıktan arınan göze... Söylenen nakledile gelen sözden görülen, bilinen hakikate yüz binlerce yıllık yol var desem yine de az söylemiş olurum!
هین مشو نومید نور از آسمان ** حق چو خواهد میرسد در یک زمان
Fakat kendine gel, sakın gökyüzünün nurundan ümit kesme... Allah dilerse o nur, bir anda sana erişiverir!
صد اثر در کانها از اختران ** میرساند قدرتش در هر زمان
Mesela yıldızların madenlere yüzlerce tesiri vardır... Allah kudreti onu, madenlere her an ulaştırmadadır.