-
حاصل اندر یک زمان از آسمان ** میرود میآید ایدر کاروان
- Hâsılı bir an içinde gökten nice kervanlar gelmekte, göğe nice kervanlar gitmektedir!
-
نیست بر این کاروان این ره دراز ** کی مفازه زفت آید با مفاز
- Bu yol, bu kervana uzun gelmez... Ova, üstün gelen kişiye geniş gelir mi hiç?
-
دل به کعبه میرود در هر زمان ** جسم طبع دل بگیرد ز امتنان
- Gönül, her an Kâbe’ye gitmekte... Benden de Allah lütfuyla gönlün tabiatına bürünmekte!
-
این دراز و کوتهی مر جسم راست ** چه دراز و کوته آنجا که خداست
- Bu uzunluk, kısalık, bedene göredir... Allah’ın bulunduğu yerde uzunun, kısanın lâfı mı olur ?
-
چون خدا مر جسم را تبدیل کرد ** رفتنش بیفرسخ و بیمیل کرد 535
- Allah, cismi tebdil etti mi gayrı fersaha bile bakmadan yürür gider!
-
صد امیدست این زمان بردار گام ** عاشقانه ای فتی خل الکلام
- Ey yiğit lâfı bırak gayrı! Şimdi yüzlerce ümit var, hemen adım ata gör!
-
گرچه پلهی چشم بر هم میزنی ** در سفینه خفتهای ره میکنی
- Gözünü bir yumdun mu bakarsın ki gemide oturmuşsun, uyuyorsun... Öyle olduğu halde yol almadasın!
-
تفسیر این حدیث کی مثل امتی کمثل سفینة نوح من تمسک بها نجا و من تخلف عنها غرق
- ”Ümmetim, Nuh gemisine benzer... O gemiye giren kurtuldu, girmeyen boğuldu gitti” hadisinin tefsiri
-
بهر این فرمود پیغامبر که من ** همچو کشتیام به طوفان زمن
- Peygamber, bunun için “Ben; zamane tufanına gemi gibiyim;
-
ما و اصحابم چو آن کشتی نوح ** هر که دست اندر زند یابد فتوح
- Biz ve ashabım, Nuh’un gemisine benzeriz. Kim bu gemiye el atar, kim bu gemiye girerse kurtulur” buyurdu.
-
چونک با شیخی تو دور از زشتیی ** روز و شب سیاری و در کشتیی 540
- Şeyh beraber olunca kötülüklerden uzaksın... Gece gündüz gitmektesin; gemidesin.